Peritoneal metastazların saptanmasında F-18 FDG PET/BT'nin rolü
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2013
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Giriş: Peritoneal metastazların sadece kontrastlı abdominal BT ile teşhis edilmesi zor olabilir. F18-FDG PET/BT, BT ile tespit edilemeyen metastaz bölgelerini ve/veya ek peritoneal metastaz alanlarını gösterebilmekte, böylece hem tedavi protokolünü değiştirmekte hem de tedavi takibinde kullanılmaktadır. Bu da hastanın sağ kalım süresini uzatmaktadır. Çalışmamızın amacı, peritoneal metastazların saptanmasında F18-FDG PET/BT'nin rolünü değerlendirmek ve kontrastlı abdominal BT sonuçları ile karşılaştırmaktır. İkinci amacımız, kanıtlanmış peritoneal metastazı olan hastalarda F18-FDG tutulumunun farklı metabolik tutulum paternlerini belirlemektir. Üçüncü amacımız, peritoneal metastazın sitopatolojik veya histopatolojik olarak kanıtlandığı, ancak primer malignitenin tespit edilemediği durumlarda, F18-FDG PET/BT'nin primer odağı saptamadaki rolünü değerlenmektir. Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı{na Eylül 2011 – Ağustos 2012 tarihleri arasında, F18-FDG PET/BT tetkiki için gönderilen 1435 hastanın 93'ünde peritoneal metastazdan şüphelenildi. Bu 93 hastadan (primer odağa veya peritoneal metastaza yönelik) histopatolojik ve/veya sitolopatolojik rapor sonucu olan, tümör belirteçleri çalışılmış, F18-FDG PET/BT ve kontrastlı abdominopelvik BT tetkikleri yakın zamanlı (45 [ortalama 20±14] gün içerisinde) yapılmış 29 olgu (Kadın/Erkek: 19/10) çalışma grubuna dahil edildi ve retrospektif olarak incelendi. Histolojik/sitolojik tanısı olmayan hastalarda sonuçlar radyolojik/klinik takip ile korele edildi. Bulgular: 29 olguluk çalışma grubumuzun 20'sinde peritoneal metastazın son tanısı histolojik/sitolojik tanıya, kontrastlı abdominopelvik BT'ye veya radyolojik/klinik izleme dayanarak konuldu. Bu 20 hastanın 5'inde peritoneal metastaz varlığı histopatolojik olarak, 5'inde ise sitopatolojik olarak doğrulandı. Kalan 10 hastanın peritoneal metastaz tanısı histolojik/sitolojik bakı olmadan radyolojik ve klinik takibin birlikteliği esas alınarak konuldu. F18-FDG PET/BT'nin peritoneal metastaz olarak değerlendirdiği 9 hastanın 3'ünde ise peritoneal aspirasyon sitolojisi negatifti. Olgu grubunu oluşturan 29 hastanın F18-FDG PET/BT ve BT görüntüleri incelendiğinde 17'sinde peritoneal asit sıvısı ve 5'inde omental kek görünümü izlendi. Peritoneal asit sıvısı izlenen 17 hastanın 2'sinin F18-FDG PET/BT tetkikinde artmış F18-FDG tutuluşu izlenirken, geri kalan 15 hastada SUVmax düzeyleri 2.5'in altındaydı. Peritoneal metastazın kanıtlandığı 20 hastanın 2'sinde diffüz infiltratif peritoneal tutulumlara tekabül eden diffüz metabolik patern, 12'sinde nodüler tutulum paterni, 6'sında ise hem nodüler hem de diffüz tutulum paterni tespit edildi. Peritoneal biyopside malignite saptanan ve primer odağın araştırılması amacıyla F18-FDG PET/BT yapılan 4 hastanın 3'ünde (2'si over, 1'i periton olmak üzere) primer tümör tespit edilebildi. Sonuç: Çalışmamız, F18-FDG PET/BT'nin peritoneal metastaz saptanmasında BT taramaya önemli ölçüde katkısı olduğunu göstermektedir. F18-FDG PET/BT, periton biyopsisinin kullanılamadığı veya uygunsuz olduğu durumlarda yararlı bir tanı aracıdır. Çalışmamızda nodüler veya diffüz periton patolojisini öngörebilmek için 2 farklı metabolik patern belirlendi. Ayrıca peritoneal metastazın histopatolojik/sitopatolojik olarak kanıtlandığı olgularda F18- FDG PET/BT tetkiki ile primer odak tespitinin, kontrastlı BT'ye oranla daha başarılı olduğu saptandı. Bu başarı düzeyindeki artışa bağlı olarak hem primer odağa hem de peritoneal metastaza yönelik en etkin tedavi seçeneği planlanmakta ve hastanın sağ kalım süresi uzamaktadır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Nükleer Tıp A.B.D.