Beycesultan ve Laodikeia örneklerinden hareketle kazı alanlarındaki arkeolojik koruma olgusunun değerlendirilmesi
dc.contributor.advisor | Abay, Eşref | |
dc.contributor.author | Tarhan, Çağrı Murat | |
dc.date.accessioned | 2020-11-30T12:10:01Z | |
dc.date.available | 2020-11-30T12:10:01Z | |
dc.date.issued | 2019 | en_US |
dc.date.submitted | 2019 | |
dc.department | Sosyal Bilimler Enstitüsü | en_US |
dc.description.abstract | Arkeolojik kazılarda açığa çıkarılan kalıntılar gömü ortamındaki stabil koşulların aksine açık havadaki atmosferik şartlardan hızla etkilenerek bozulmaya başlarlar. Bu noktada ortaya çıkan bozulma reaksiyonlarının tamamı suyun varlığında kendini göstermektedir. Su atmosferik gazlarla etkileşime geçtiğinde meydana gelen asit formdaki ikincil ürünler yağışlarla kalıntı yüzeylerine taşınarak kimyasal bozulmalara neden olurken, artan sıcaklığın etkisiyle suyun buharlaşması veya soğuk havada donması sonucunda ise kalıntılarda geri dönüşü mümkün olmayan fiziksel bozulmalar kendini göstermektedir. Beycesultan Höyüğü ve Laodikeia Antik Kenti'nde bunun gibi hızla gelişen bozulma mekanizmalarına karşı "Basit Koruma" veya "Önleyici Koruma" adını verdiğimiz oldukça etkili koruma çözümleri geliştirilmiştir. Ana materyal olarak kazı toprağının kullanıldığı uygulamalar sayesinde kalıntılar özellikle donma-çözünme, ıslanma-kuruma ve tuz kristalizasyonu gibi döngüsel devam eden bozulma hadiselerden etkilenmeden geçici olarak korunabilmektedir. Arkeolojik alanlarda açığa çıkarılan kompleks nitelikli yapıların kalıcı ve sürdürülebilir biçimde korunması ise daha kapsamlı bir çabayı zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda Laodikeia Kilisesi örneğinde olduğu gibi anıtı oluşturan yapısal unsurların belgelenerek kayıt altına alınması ve özgün malzeme özelliklerinin ayrıntılı analizlerle ortaya koyulması oldukça önemlidir. Onarımlarda özgün yapıyla uyumlu geleneksel malzemelerin kullanılması ve yapılan uygulamaların tersinir olması gereklidir. Yıkıntı vaziyetteki mimari öğelerin ayağa kaldırılmasında anastylosis esasına bağlı kalınması ve zorunlu haller dışında yeni malzeme kullanımının tercih edilmemesi büyük önem arz etmektedir. Statik noksanlıkların tamamlanmasında çimento veya sentetik imitasyonlar yerine doğal taş uygulamalarından faydalanılmasına ve fikirsel sunum kaygısıyla gerçekleştirilen tümlemelerde ise uygulama alanının sınırlı tutulmasına özen gösterilmelidir. Çalışmalarda ayrıca anıtın tarihi kimliği ile farklı evre ve olaylara ilişkin izlere zarar verecek müdahalelerden kaçınılmalıdır. Anıt üzerinde kalıcı koruma örtüsü gibi sürdürülebilir koruma önlemlerinin alınması durumunda yalın strüktürdeki tasarımlar tercih edilerek ziyaretçilerin ve kalıntı grubunun arkeolojik sahadan soyutlanmasının önüne geçilmelidir. | en_US |
dc.description.abstract | The remains uncovered in archaeological excavations unlike the stable conditions in its own in-situ positions are rapidly affected by atmospheric conditions in the air and begin to deteriorate. At this point, all of the degradation reactions occur with the presence of water. When water interacts with atmospheric gases, the secondary products in the acidic form occurs. That forms carried via rains to surface of archaeological remains causes chemical deterioration. Moreover, water evaporation due to increased temperature or freeze in cold causes the permanent physical deterioration in remains. Against such rapid degradation mechanisms in Beycesultan mound and Laodicea ancient city, highly effective solutions that we called "Simple Protection" or "Preventive Protection" have been developed. Remains temporarily protected thanks to applications with use of excavation soil as the main material without affected by especially freeze-thawing, wetting-drying and salt crystallization that are cyclic degradation events. Permanent and sustainable conservation of complex structures revealed in archaeological sites requires a more comprehensive effort. In this context, as in the case of Laodicea Church, document and record of the structural elements of the monument and determination of original material features through detailed analysis have a crucial importance. The usage of traditional materials congruous with the original structure and reversible applications are essential for restorations. During the raising the debris of architectural elements adherence to the anastylosis principle and avoid the usage of new materials expect in case of necessary conditions have extreme importance. In the completion of static deficiencies, natural stone applications should be preferred instead of cement or synthetic imitations and conservation created with the intellectual concerns should be applied to the limited area. The historical identity of monument and the traces of different phases and occasions has a crucial importance, so that interventions can harm these traces should be avoided. In the case of sustainable protection preventions like the permanent cover on the monument the simple structure designs should be preferred that prevents visitors and remains groups isolated from the archaeological site. | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/61208 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.title | Beycesultan ve Laodikeia örneklerinden hareketle kazı alanlarındaki arkeolojik koruma olgusunun değerlendirilmesi | en_US |
dc.title.alternative | Evaluation of the archaeological conservation fact at excavation areas with based on Beycesultan and Laodikeia examples | en_US |
dc.type | Doctoral Thesis | en_US |