3 boyutlu yüksek frekanslı endovaginal ultrasonografi ile stress üriner inkontinanslı ve sağlıklı kontrol olgularının değerlendirilmesi
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2016
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Amaç: Bu çalışmada amaç, mid üretral kompleks (üretral çizgili kas ve üretra) hacmini 3 boyutlu yüksek frekanslı endovaginal ultrasonografi ile görüntülemek ve stres üriner inkontinanslı ve kontinan olgularda periüretral yapıların karşılaştırılmasıdır.
Metod: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'na Mayıs 2015-Haziran 2016 tarihleri arasında başvuran, 34 stres üriner inkontinans (SUI) tanısı alan ve 34 kontinan olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışma, grup eşleştirilmesi yapılan bir vaka-kontrol çalışması olarak düzenlenmiştir. Çalışmaya dahil edilme kriterleri SUI olgular için; idrar kaçırmanın ifade edilmesi, üç günlük idrar günlüğünde en az iki kez stres inkontinansın raporlanması ve stres inkontinansın gösterilmesi olacaktır. Kontinan olgular için ise son 12 ayda 6 defadan az idrar kaçırmış olma, 3 günlük idrar günlüğünde idrar kaçırma olmamış olması ve negatif dolu mesane testi olacaktır. Çalışmadan dışlama kriterleri ise, pelvik organ prolapsusu ile karışıklığı önlemek için bu nedenle cerrahi geçiren olgular ile hymeni aşan prolapsus olguları, kronik steroid kullanımı, kontrolsüz diyabet, inme ve Alzheimer hastalığı olarak belirlenmiştir. Etik kurul onayı sonrasında 34 SUI olgusu ve 34 kontinan kontrol olgusu onayları alınarak çalışmaya dahil edilmiştir. Her iki gruptaki olgulara rutin ürojinekolojik değerlendirme araçlarından ürojinekolojik muayene, ped testi, 3 günlük üriner günlük, UDI-6 (Urogenital Distress Inventory-6) ve IIQ-7 (Incontinence Impact Questionnaire-7) hayat kalitesi testi, FSFI (Female Sexual Function Index), pelvik taban kas gücü, perinometre, Q tip test ve 3 boyutlu yüksek frekanslı endovaginal ultrasonografi uygulandı. Off-line ortamda transvaginal ultrasonografideki görüntülerden üretral kompleks ve rabdosfinkter (periüretral kas) kasının boyutları ölçüldü. SUI tanısı alan olgular ve kontinan olgular mevcut datalar ile değerlendirildi ve karşılaştırıldı. Tüm değişkenler için 0.05 altındaki p değerleri (p<0.05) istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Çalışmaya katılan stres üriner inkontinanslı olguların yaş ortalaması 52.74±9.32 iken, kontrol olgularının yaş ortalaması 52.06±9.90 olarak belirlenmiştir (p=0.773). Çalışmanın tasarlanmasında olgu seçimleri yaş, menapoz durumu, parite, histerektomi öyküsü birebir eşleştirmeye dayalı olarak yapıldığından bu değişkenlerde her iki grup arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Beden kitle indeks ortalamalarına bakıldığında ise SUI olgularında 28.64±4.09 iken, kontrol olgularında bu oran 28.13±4.66 olarak belirlenmiştir (p=0.629). SUI grubunda, 3 günlük mesane günlüğü ortalamaları göz önüne alınarak gündüz idrara çıkma sayısı, urge (acil miksiyon hissi) ve inkontinans sayıları hesaplanmış kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak yüksek saptanmıştır (p<0.05). Aynı Ģekilde SUI grubunda ped testi ölçümleri anlamlı olarak yüksek saptanmıştır (p<0.05). IIQ-7 ve UDI-6 hayat kalitesi formlarının skorlamasında SUI olgularda anlamlı artış saptanmışken (p<0.05), FSFI form skorlamasında her iki grup arasında anlamlı fark bulunamamıştır.
3 boyutlu yüksek frekanslı endovaginal ultrasongrafi ölçüm sonuçları değerlendirildiğinde ise SUI olguların rabdosfinkter kas kalınlığı 2.49±0.62 iken kontrol olgularda bu oran 2.82±0.44 olarak saptanmıştır ve SUI olgularda rabdosfinkter kas kalınlığında anlamlı azalma saptanmıştır (p<0.05). Rabdosfinkter kas volümü, üretral kompleks volümü, üretra intramural kısmının uzunluğu, mesane-simfizis mesafesi, üretra levator ani uzaklığı ve simfizis levator ani uzaklığı SUI olgularında daha az olmakla birlikte her iki grup karşılaştırıldığında anlamlı fark saptanmamıştır.
Sonuç: Stres üriner inkontinanslı olgularla, sağlıklı kontrol olguları karşılaştırıldığında rabdosfinkter kas volümü ve üretral kompleks kas volümü bakımından anlamlı fark bulunmamıştır. Bununla beraber SUI olgularında rabdosfinkter kas kalınlığının, kontrol olgularına göre anlamlı olarak daha az olduğu saptanmıştır.