Obstrüktif uyku apne sendromu hastalarında erken kardiyak etkilenmenin saptanması ve önemi

Küçük Resim Yok

Tarih

2008

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu çalışma, Şubat 2007 ve Şubat 2008 tarihleri arasında horlama, tanıklı apne, gündüz aşırı uykululuk, uykuda boğulma hissi, sabah başağrısı, insomnia, yetersiz ve bölünmüş uyku, unutkanlık, ağız kuruluğu, gece terlemesi, nokturnal öksürük, noktüri, reflü şikayetleri ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB AD polikliniğine başvuran yapılan laboratuar (fT3, fT4, TSH) ve klinik değerlendirme (Rutin KBB muayenesi ve endoskopik nazal kavite-nazofarinks ve larinks bakıları) sonucunda tanısal polisomnografi öncesi cerrahi müdehale düşünülmeyen; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD Uyku Laboratuarına yönlendirilen, burada anteroposterior akciğer grafileri, arteryel kan gazları, solunum fonksiyon testleri yapılan alınan öykü sonrasında tanısal polisomnografisi yapılan ve onam veren yaş ortalaması 50.55 olan, 93'ü erkek, 27'si kadın toplam 130 hastadan randomize olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD'na yönlendirilip Ekokardiyografileri çekildi. M Mod, Doppler ve doku doppler kayıtlar alındı.Çalışmamızın her dört grubunda hasta sayıları, cinsiyet, AHİ, yaş, özgeçmiş ve soygeçmişte kardiyak risk faktörü varlığı adına istatistiksel anlamlı fark saptanmadı.Ancak obstrüktif uyku apne sendromu derecesi ile BKİ karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı fark tesbit edildi.Konvansiyonel ekokardiyografik tetkik ve ölçümlerde (2D, doppler) gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı.Doku doppler (TDI) verilerinde; horlama ve orta OSAS arasında SEM değerinde,horlama ve ağır OSAS arasında RSM değerinde, bütün gruplar arasında RAM değerinde istatistiksel anlamlı fark saptandı.Her grup kendi arasında ikili olarak kıyaslandığında özellikle interventriküler septum TDI kayıtlarında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı.Hastalar tanımladıkları ve tespit edilen kardiyak risk faktörlerine göre, cinsiyete göre gruplara ayrıldı. Bu gruplar kendi içerisinde ayrı ayrı istatistik incelemeye alındı.2 ve altı riskli olan hastalar (n:103), 3 ve üstü riskli olan hastalar (n:27), erkek hastalar (n:93), bayan hastalar (n:37) olamk üzere bu gruplamalar içinde doku doppler verilerinden özellikle septum ve sağ ventriküle ait kayıtlarda anlamlı farklar tesbit edildi
This research was made with a population who consulted at Ege University ENT Clinic because of snoring, apnea, asphyxia sensation at sleeping, headache at morning, insomnia, insufficient and broken sleep, forgetfulness, mouth dryness, sweating at night, nocturnal coughing, nocturia and gastroesophageal reflux complaints between February 2007 and February 2008 and taken informed consents. After application of thyroid function tests (fT3, FT4, TSH) and clinical assetment (full ENT examination, endoscopic nasal cavity, nasopharynx and larynx examinations) to all patients; none of the patients had an indication for any surgical procedure before diagnostic polysomnography. After these; patients was consulted at Ege University Chest Diseases Clinic and performed anteroposterior chest radiography, arterial blood gases test, respiration function tests and diagnostic polysomnograhy. Totally 130 patients were included to this study; 93 males and 27 females. The average age was 50.55. These population was consulted to Ege University Cardiology Clinic and was performed Echocardiography. M mode, doppler and tisue doppler records were taken.Between the four groups in our study, there were no statistically significant differance for patient number, gender, apnea-hypopnea index, age, cardiac risk factors at medical history and family history. But in comparision of obstructive sleep apnea syndrome degree and BMI there was statistically significant differance in between the groups.There was no statisticaly significant differance between the groups in the means of traditional echocardiographic measurements.At tissue doppler (TDI) datas there were statisticaly significant differance between snoring and moderate OSAS groups for SEM values; snooring and severe OSAS groups for RSM values and between all groups for RAM values.By the comparision of all groups seperately especially a statisticaly significant difference at interventricular septum TDI records was shown.The patients were classified due to the cardiac risk factors which they remarked and gender. Statisticaly these groups were evaluated seperately. There was 103 patients who have 2 or less risk factors and 27 patients who have 3 or more risk factors. There was 93 males and 27 females. Due to this classification; the differance was statistically significant at septum and right ventricule records.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat), Apne, Apnea, Doppler, Doppler

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye