İzmir İçkörfez Sahil Halofit'lerinin ökolojik özellikleri ile ilgili bir inceleme

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

1963

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

Bu araştırmada İzmir İçkörfez sahil şeriti Halofit'lerinin ökolojik özelliklerine dair sonuçlar rapor edilmektedir. İçkörfezin doğusunda Bayraklı-Halkapınar arasında, biri hemen deniz kenarında, diğeri denizden uzakta üç bölgede altı yer esas deney istasyonları olarak seçilmiştir. Ayrıca meskün bölgeden uzakta İçkörfezin kuzeyinde Şemikler'in Hamamlar mevkiinde iki nokta ile esas deney istasyonlarına yakın günlük deniz tesirlerinin en hakim olduğu bir nokta mukayese istasyonları olarak ele alınmıştır. (Şekil:1-I,II). Araştırmalarda obje olarak, sahilde birlikler (association) teşkil eden karasal Halofit'lerden Salicornia herbacea L., Salicornia fruticosa L., Halocnemum strobilaceum (PALL.) M.BIEB. seçilmiştir. Vegatasyon peryodumun her ayında bitki ve topraklarda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir. 1-Araştırma bölgemizde Akdeniz iklimi hakim olup yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir. 1960-1961 araştırma devresinde yıllık ortalama yağış 818,0 mm, yıllık ortalama evaporasyon 1481.5 mm'dir. Aylık ısı ortalamaları +26.9o- +8.4oC arasında değişiklikler gösterilmiştir (Şekil: 3,4 ve Tablo:1-2). 2-İçkörfez sahilinin zemin ve zeminaltı durumu litolojik özellikler nazarı itibaren alınarak belirtilmiştir. Bu sahanın detritik veya alüvyon tortular şeklindeki malzemesinde hinterland'ın menşe bölgesinde akarsuların ve sel sularının getirdiği irili ufaklı malzeme de bulunmakta ve bunlar körfez dalgaları ile birbirine karışıp katışmaktadır. Sedimantasyon olayının sonucu ve tabansuyu seviyelerini Şekil:2 ve Tablo:4 de görmek mümkündür. 3- İnceleme sahasının umumi vegetasyonu muntazam olarak takip edilmiş ve bulunan bitkilerin herbaryumu hazırlanmıştır. Bu bölgede 19 muhtelif familyayı mensup 52 bitki türü tespit edilmiş ve bunlar liste halinde verilmiştir. 4- Esas araştırma materyalleri olan Salicornia herbaccea L., S. Fruticosa L. ve Hallocnemum strobilaceum (PALL.) M. BIEB. üzerinde makroskopik ve mikroskopik müşahedeler yapılmış ve bölgemiz Halofit'lerin bu numunelerine dair ilk anatomik diskülasyonlar verilmiştir (Şekil:5,6,7). Bunlardan S. Fruticosaʼda, "skleroze hücreler" tespit edilmiş ve yapıları gösterilmiştir (Şekil 6-II, III, IV). Bundan başka, anatomik müşahedelerimizde bilhassa S. herbaceaʼlarda vegetasyon peryodunun ileri safhalarında beliren kirli kırmızı rengin gövde korteks parankimasında teşekkül eden antokyandan ileri geldiği anlaşılmıştır.(Resim:7). Aynı istasyonun aynı yerlerinde bazı bitkilerde antokyan teşekkül etmediği, S. fruticosa'larda ise bu rengin daha az belirgin olduğu müşahede edilmiş, antokyan teşekkülünde genetiksel durumun büyük rolü olduğu kanaatine varılmış ve salinite, ortam rutubeti ve humusluluk münasebetlerinin sistematik olarak incelenmesi gerektiğine işaret olmuştur. 5-Vegetasyon periyodu esnasında her ay deney istasyonlarının 0-20,0-40, 40-60 cm. derinliklerinden alınan toprak numunelerinin bünye ve permeabilite tayinleri yapılmıştır. Genel olarak toprakların "kumlu-tınlı ve milli-tınlı" bünyelere sahip olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan kumlu-tınlı tekstür sınıfına giren topraklarda kumlu materyalin iştirak nisbetinde "orta yavaş, orta, orta hızlı" geçirgenlikler görülmüştür. Milli-tınlı topraklarda ise, "yavaş ve çok yavaş geçirgenlik özellikleri tespit edilmiştir. Bütün istasyonların toprak bünyelerinde aylık değişimlere rastlanmamıştır (Tablo3 ve Sayfa 46). 6-Her ay deney istasyonlarının 0-20, 20-40, 40-60 cm. derinliklerinden alınmış toprak numunelerinin satürasyon çamurları ile 1/10 süspansiyonlarında ve her üç bitkiden elde edilmiş usarelerde, taban (yer altı) sularında pH ölçüleri yapılmıştır. Genel olarak toprakların pH değerleri 7-9.6 arasındadır. Süspansiyonlarında ve tabansularında ise pH 7-8 arasında küçük değişimler arzetmektedir. Bu neticelerden, toprakların daha ziyade alkali tabiatta oldukları anlaşılmaktadır. S. herbacea ve S. fruticosaʼda pH değerleri vegetasyon periyodu içinde yükselmekte ve çiçeklenme zamanı olan eylül ayında hafif azalmalar arzetmektedir. Halocnemumʼun pH değerlerinde ise hafif olmakla beraber muntazam bir artış tespit edilmiştir (Tablo:4 ve Sayfa 47) ve bitki usareleri pH sının ortam faktörlerinden ziyade bitkinin vegatasyon periyoduna bağlı olduğu sonucuna varılmıştır. 7-Vegatasyon periyodu içerisinde her ay muntazam olarak deney istasyonlarının mezkür derinliklerinden alınan topraklarda, bitkilerin kök ve gövdelerinde su ve kuru madde miktarlarının tayinine çalışılmıştır. Topraklarda, havaların kurak veya yağışlı gitmesine, denizin met-cezir durumlarına göre değişiklikler görüldüğü halde, bitkilerin kök ve gövdelerinde vegetasyon periyodu ilerledikçe su miktarının muntazam olarak azalışlarına mukabil kuru madde miktarlarında artışlar müşahede edilmiştir. Bu neticelerden Halofit'lerde su ve kuru madde miktarlarının ortamsal değişmelerden çok endomik düzenlendiği ve toprak rutubetinin direkt tesirinin bulunmadığına kanı olunmuştur (Tablo:5, Şekil:8 s.48). 8-Her ay istasyonların 0-20, 20-40, 40-60 cm. derinliklerinden alınmış toprak mamullerinden hazırlanmış ekstraktlarda, tabansularında ve S. herbacea, S. fruticosa, H. Strobilaceum usarelerinde tuzluluk, kondiktivite cihazı ile tayin edilmiş ve neticeler millimhos/cm. cinsinden hesaplanmıştır. Toprak ve tabansularının saliniteleri, denizin met-cezir durumlarına ve ayların kurak veya yağışlı gitmesine tabi olarak bariz değişiklikler arzettiği halde, bitkilerde bu ortamsal flüktüasyonların müessir olmadığı ve endomik bir düzenleme bahis konusu olduğu kani olmuştur. Bilhassa vegetasyon periyodunun ileri safhalarında depo tuz miktarlarının gittikçe arttığı, çiçeklenme zamanı olan eylül ayında bariz bir şekilde azaldığı, müteakip ekim ayında tekrar yükseldiği görülmüştür (Tablo:6-I,II,III ve S.49). Diğer taraftan aynı istasyonun aynı yerlerinde yetişmiş antokyanlı S. herbacea'ların antokyansızlara nazaran daha fazla tuz depo ettiği tespit edilmiş ve enteresan bir müşahede olarak kayda değer görülmüştür. 9-Deney istasyonlarında her ay alınan S. herbacea ve S. fruticosa ve fiziki konduktivite ölçüleri ile tam uygunluk görülmüştür. Yani bitkilerin emme kuvvetlerinde vegetasyon periyodu ilerledikçe muntazam bir artma, çiçeklenme zamanı eylül ayında ise bariz bir azalma tespit edilmiştir (Tablo:7 ve S. 51). 10-B2 ve C1 istasyonlarında, belirli sahalardaki S. herbacea'lar üzerine haftada iki defa muntazam olarak 10-6 auuxin (IAA, IES) sulu mahlülü atılmış ve bitkilerde kontrollere nazaran, su muhteviyatlarının daha az, buna mukabil kuru madde miktarlarının daha fazla olduğu, pH'nın biraz daha asid tarafta bulunduğu, konduktivitenin %10.1-54.5 mmhos/cm. arasında fazlalık gösterdiği tespit edilmiştir. Ayrıca longimetrik metod ile de, Auxin tatbik edilmiş bitkilerde kontrollere nazaran emme kuvvetlerinin daima daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (Tablo:8, Şekil:10). Böylece ilk defa Halofit'ler üzerinde ve saha deneyleri ile IAA'nın tuz akümülasyonu teşvik ettiği tespit olunmuştur. 11-Toprak ve bitkilerde konduktivite cihazı ile bulunmuş konduktivite (mmhos/cm.) değerlerine tekabül eden takribi kesafetler (mol) ile osmotik değerler (atm.) Şekil:12'deki grafikler yardımı ile bulunmuş neticeler Tablo:11,I,II,III ve Tablo:13'de verilmiştir. Longimetrik metod ile mol cinsinden tespit edilmiş emme kuvvetlerinin de Şekil:12'deki grafiklerden elde edilmiş takribi konduktivite (mmhos/cm.) değerleri ile osmotik değerleri (atm.) Tablo:12'de verilmiştir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Anahtar kelime mevcut olmadığı için bu alan boş bırakılmıştır.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye