Fonksiyonel ve selektif boyun diseksiyonu sonrasında erken dönemde aksesuar sinir hasarı ve nöropatik ağrı

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2013

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Baş boyun bölgesi kanserlerinin en önemli yayılım yolu servikal lenf nodlarıdır ve bölgesel lenf nodlarına yayılım ise sağkalımı etkileyen en önemli prognostik faktördür. Bu nedenle baş boyun bölgesi kanserlerinde, lenf nodu metastazlarına yaklaşım büyük önem taşımaktadır. Bilindiği üzere boyun tedavisinde altın standart yaklaşım boyun diseksiyonudur. Ancak onkolojik ilkeler doğrultusunda yapılan boyun diseksiyonlarının bazı morbiditeleri vardır. Bu morbiditlerin en önemli nedenlerinden biri spinal aksesuar sinirin sakrifiye edilmesi veya peroperatif gerilmeye bağlı hasara uğramasıdır. Çünkü sternokleidomastoid ve trapezius kasta denervasyon ve atrofi oluşmakta ve buna bağlı olarak omuzda düşme, ağrı, güçsüzlük, hareket kısıtlılığı, skapular diskinezi ve elektromyografik değişiklikleri içeren omuz sendromu gelişmektedir. Omuz sendromunun hayat kalitesini etkileyen ve kontroller sırasında hastalar tarafından en çok dile getirilen en önemli morbiditesi, hiç şüphesiz ki uzun süren omuz ağrısıdır. Bu çalışmanın amacı, boyun diseksiyonları sonrası spinal aksesuar sinir hasarının klinik ve elektrofizyolojik yöntemlerle araştırılması, postoperatif gelişen ağrının niteliğinin tespiti ve bu ağrının sinir hasarı ile ilişkisinin belirlenmesidir. Çalışma, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Etik Kurulu'ndan onay almıştır. Çalışmaya 11'i kadın, 39'u erkek, yaş ortalaması 48±10.126 olan 50 boyun diseksiyonu uygulanan 38 olgu dahil edilmiştir. Olgularda operasyon öncesinde başka bir nedenle oluşan baş boyun patolojisi varlığı üst ekstremite kas testi, üst ekstremite duyu muayenesi, omuz muayenesi yapılarak ve eklem hareket açıklığı goniometri ile ölçülerek araştırılmıştır. Ayrıca tüm olgularda, DN-4 Değerlendirme Anketi ve LANSS Değerlendirme Anketi ile nöropatik ağrı niteliği preoperatif olarak değerlendirilmiştir. Daha sonra çalışmaya dahil edilen her olguya tümörün lokalizasyonuna, boyutuna ve evresine uygun olan boyun diseksiyonu operasyonu tek taraflı veya bilateral olarak uygulanmıştır. Postoperatif 3. haftada ise tüm olgulara üst ekstremite kas testi, üst ekstremite duyu muayenesi, omuz muayenesi tekrarlanmış ve eklem hareket açıklığı goniometri ile ölçülerek preoperatif değerlerle karşılaştırılmış, DN-4 Değerlendirme Anketi ve LANSS Değerlendirme Anketi ile olgularda nöropatik ağrı gelişmi olup olmadığı saptanmıştır. Ayrıca postoperatif 3. haftada tüm olgulara aksesuar sinir hasarı tespiti için EÜTF Fizik Tedavi ve Rehabiltasyon Bölümü EMG Laboratuvarında spinal aksesuar sinir hasarını ortaya koymaya yönelik iğne EMG ve sinir iletim çalışmaları uygulanmış, boyun diseksiyonu sonrası spinal aksesuar sinir hasarı gelişme sıklığı, hasarın derecesi ve nöropatik ağrı ile ilişkisi analiz edilmiştir. Preoperatif ve postoperatif yapılan klinik muayeneler ve Nöropatik ağrı anketleri ile postoperatif yapılan EMG sonucunda; spinal aksesuar sinir (SAS) kesilmiş olsa bile omuz fonksiyonunun deltoid, supraspinatus ve infraspinatus kasları ile kompanse edidiği için muayenenin SAS hasarını göstermede yetersiz kaldığı ve dolayısıyla SAS hasarının klinik muayene bulguları ile her zaman korele olmadığı, SAS'a katılan servikal spinal sinirlerdeki duysal liflerin varlığı nedeniyle SAS hasarı ile nöropatik ağrının doğru orantılı olarak arttığı ve postoperatif nöropatik ağrı gelişimi yüzdesinin küçümsenmeyecek kadar yüksek olduğu saptanmış ve bu nedenle olguların postoperatif dönemde nöropatik ağrı yönünden araştırılması ile ağrı tedavisinin uygun bir şekilde düzenlenmesinin gerekliliği düşünülmüştür.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye