Yetişkinlerde travma sonrası gelişmenin yordanması: Soma maden kazası örneği

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2019

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Travmatik olaylar neticesinde bireylerin negatif tepkilerinin yanında bir takım olumlu değişimlerin olduğu da gözlenmiştir. Travma sonrasında ortaya çıkan bu olumlu değişmeler travma alanında son yıllarda üzerinde çalışılan konular arasında yer almakta ve genel olarak travma sonrası gelişme kavramı ile açıklanmaktadır. Travmatik olaylar bir yakının kaybı neticesinde yaşanan yas, savaş deneyimi, doğal afetler, kazalar, ölümcül ya da kronik hastalıklar, silahla yaralamalar ve cinsel saldırılar olarak tanımlanmaktadır. Kişiler bu olayların negatif sonuçları ile başa çıkmaya çalışırken bir yandan da pozitif yönde gelişme gösterebilirler. Bu araştırmada Soma Maden Kazasında birinci derece yakınlarını kaybeden yetişkinlerin travma sonrası gelişim düzeylerinin cinsiyet, yaş, ruminasyon, psikolojik sağlamlık ve dünyaya ilişkin varsayımlar gibi bireysel; inanç, yas sürecindeki ritüellere katılım ve psikolojik yardım gibi sosyo kültürel değişkenler bağlamında incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda nicel ve nitel verilerin eş zamanlı toplanarak birlikte yorumlandığı “yakınsayan paralel desen” karma araştırma yöntemi seçilmiş ve iki farklı problem durumu tasarlanmıştır. Birinci problem durumunda “cinsiyet, yaş, psikolojik sağlamlık, psikolojik yardım alma, ruminasyon türleri ve dünyaya ilişkin varsayımların dünyanın iyiliği ve olayların rastlantısallığı boyutlarının travma sonrası gelişmeyi yordama düzeyi” Travma Sonrası Gelişme Ölçeği, Ruminasyon Ölçeği Kısa Formu, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ve Dünyaya İlişkin Varsayımlar Ölçeği’ nin “Dünyanın İyiliği” ve “Olayların Rastlantısallığı Alt Ölçekleri” aracılığıyla ölçülmüş, elde edilen veriler Çoklu Regresyon Analizinin Adımsal Ekleme Metodu ile analiz edilmiştir. Araştırmanın nicel verileri 108 katılımcı ile birebir görüşülerek toplanmıştır. Katılımcıların 74’ü kadın, 34’ü erkektir. Katılımcıların yaş aralığı 18 ile 78 arasında değişmektedir. Ortalama yaş ise 44’tür. 48 kişi Soma Merkez’de, 12 kişi Kınık Merkez’de, 21 kişi Kırkağaç Merkez’de, 27 kişi ise Kınık’ın köylerinde yaşamaktadır. Kayıp sonrası 64 kişiye psikolojik müdahalede bulunulurken, 44 kişiye herhangi bir psikolojik müdahale yaklaşımı uygulanmamıştır. Araştırmanın nicel bulguları incelendiğinde katılımcıların travma sonrası gelişme düzeylerinin 52.31 (n = 108, Ss = 25.04) olduğu bulunmuştur. Bununla beraber cinsiyet ve derinlemesine düşünme /amaçlı ruminasyon değişkenlerinin regresyon modeline anlamı bir katkısının olmadığı; yaş değişkenin ise travma sonrası gelişmeyi negatif olarak yordadığı bulunmuştur. Önem sırasına göre en güçlü yordayıcı değişkenler yaş (β = -.38, t= -.4.74, p<.001), psikolojik sağlamlık (β = .29, t = 3.54, p = .001), istemsiz ruminasyon (β = .25, t = 2.99, p<.01), olayların rastlantısallığı (β = .22, t = 2.84, p<.05) ve dünyanın iyiliği varsayımı (β = .19, t = 2.15, p<.05) olarak bulunmuştur. Adımsal ekleme metoduna dayalı regresyon analizi sonucu elde edilen 5. Modele dahil olan bu değişkenlerin travma sonrası gelişmeye ilişkin toplam Varyansın % 45’ini açıkladığı [R = .66, R² = .43, F1-102 = 4.606, p< .05] bulunmuştur. Araştırmanın ikinci problem durumunda inanç, yas sürecindeki ritüellere katılım ve psikolojik yardımın travma sorası gelişme ile ilişkisi incelenmiştir. Bu aşamada 20 katılımcıyla yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi ile birebir görüşülmüştür. Elde edilen nitel veriler içerik analizi ile incelenmiştir. Araştırmanın İçerik analizi yöntemi ile elde edilen nitel bulgular incelendiğinde Travma Sonrası Değişim ve Travma Sonrası Gelişmeyi Etkileyen Faktörler olmak üzere iki temel kategorinin ortaya çıktığı görülmektedir. Travma sonrası değişim “travma sonrası gelişme” ve “travma sonrası stres” temalarına ayrılmış; travma sonrası gelişmeyi etkileyen faktörler ise “sosyal ve ekonomik faktörler”, “fiziksel aktivite/bedensel uğraşlar”, “inanç”, “bilişsel işleme”, “kültürel faktörler (dini ve kültürel ritüeller)” ve “psikolojik yardım faktörü” olmak üzere altı temada toplanmıştır. Sosyal ve ekonomik faktörler kendi içinde “başa çıkmayı kolaylaştıran ve “başa çıkmayı zorlaştıran faktörler” olarak iki alt temada toplanmıştır. Bilişsel işleme teması da kendi içinde iki alt temaya ayrılmıştır. Bunlar: “dünyaya ve insanlığa ilişkin olumlu ve nötr varsayımlar ve dünyaya ve insanlığa ilişkin olumsuz varsayımlardır”. Psikolojik yardım faktörü teması da “psikolojik yardımın türü ve süresi” ve “psikolojik yardımı reddetme ve bırakma” olmak üzere iki alt temada toplanmıştır. Özellikle dayanma gücü ve sabrın Allah’tan geldiğine inana içsel dini yönelimin, olumlu, destekleyici sosyal çevrenin ve travma temelli müdahalelere dayalı psikolojik yardımın; dünyaya ve insanlığa ilişkin olumlu varsayımların; kültürel ve dini ritüellere katılımın ve doğada uğraş gibi fiziksel aktivitelere dayalı aktif başa çıkma süreçlerinin travmatik bir kayıp sonrası toparlanmayı ve gelişmeyi olumlu olarak desteklediği bulunmuştur. Bununla beraber sosyal çevrenin olumsuz yaklaşımının, ekonomik problemlerin, artan sorumluluklarla başa çıkmakta zorlanmanın travmatik bir kayıp sonrası uyumu zorlaştırdığı bulunmuştur. Bulgular ilgili alan yazını çerçevesinde tartışılarak yorumlanmış ve travma sonrası süreçler ile ilgili gerçekleştirilecek sonraki araştırmalar için önerilerde bulunulmuştur.
In the face of traumatic events, individuals may perceive, along with the inherent negative responses, a number of positive changes, which reveal posttraumatic growth. This concept has increased its expression in literature over the years, and it has been recognized that people exposed to highly traumatic events, such as bereavement, war combat, disasters, disease or other stressful or life-threatening events, may perceive positive changes from the struggling with those events. The purpose of the research is to examine post traumatic growth within the context of gender, age, rumination, psychological resilience and assumptions of world, and also beliefs, participation of cultural and religious rituals in the process of bereavement and psychological support who lost their relatives in the Soma Mine Accident. In accordance with this purpose The study was conducted through convergent parallel mixed method design (Creswell & Plano Clark, 2015). In the first problem situation which was identified the relations between the post traumatic growth and independent variables such as gender, age, rumination, psychological resilience, psychological support, rumination and assumption world. The quantitative data was collected by Post Traumatic Growth Inventory, Rumination Scale Short Form, Short Form of Psychological Resilience and World Assumptions Scale. The collected data was analyzed by the model of step wise version of Multiple Regression Analyze. One hundred eight (74 females, 34 males) were participants of the study. Their age differs from 18 to 78. Forty eight participants lived in Soma Center, twelve participants lived in Kınık Center, twenty one participants lived in Kırkağaç Center and twenty seven participants lived in the villages of Kınık. After the loss 64 people had got psychological support and the rest of the population hadn’t. When the quantitative results examined the level of post traumatic growth of the participants’ mean was 52. 31. The result of regression analyze showed that there was no relation between post traumatic growth and gender, deliberate rumination and psychological support. In accordance with there was negative relation between age and post traumatic growth was examined. As a result of the regression analyze it was found that age (β = -.38, t= -.4.74, p< .001), psychological resilience (β = .29, t = 3.54, p = .001), initiative rumination (β = .25, t = 2.99, p< .01), randomness (β = .22, t = 2.84, p< .05) and benevolence of the world (β = .19, t = 2.15, p< .05) were significant predictors of the level of post traumatic growth. According to stepwise regression analyze the variables which includes the fifth model predicted that 45% of total variance [R = .66, R² = .43, F1-102 = 4.606, p< .05]. In the second problem of the research; it was examined in a qualitative way in the context of beliefs, cultural and religious rituals and psychological support within the post traumatic growth. In this stage it was interviewed 20 participants face to face. The qualitative data’s were examined with content analyze. As qualitative results two main structures were seen. These structures “The Alteration in the process of Post Trauma” and “The factors which effects Post Traumatic Growth”. The first structure was divided in two temas: “Post Traumatic Growth” and “Post Traumatic Stress”; the second structure was divided in six temas: “social and economic factors”, “physical activities”, “cognitive processing”, “cultural factors (religious and cultural rituals)”, “psychological support factor”. Both quantitative and qualitative results of the study were discussed within the relevant literature, shortcomings of the current study, clinical implications and suggestions for future research were proposed.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Travma Sonrası Gelişme, Yas, Psikolojik Sağlamlık, Ruminasyon, Dünyaya İlişkin Varsayımlar, Kültürel ve Dini Ritüeller, İnanç, Psikolojik Yardım, Soma Maden Kazası, Post Traumatic Growth, Grief Psychological Resilience, Rumination, Assumption World Beliefs, Cultural and Religious Rituals, Belief, Psychological Support, Soma Mine Accident

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye