Expression of p63, TTF–1 and Maspin in Non-Small Cell Lung Carcinoma and Their Effect on the Prognosis and Differential Diagnosis

Küçük Resim Yok

Tarih

2015

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Amaç: Akciğer kanseri, kanser ölümlerinin önde gelen nedenlerindendir. Antiapopitotik genler ve proteaz inhibitörleri akciğer kanseri gelişiminde önemli role sahiptir. Gereç ve Yöntem: Seksen opere küçük hücreli dışı akciğer karsinom olgusunda p63, TTF–1 ve maspin ekspresyonunun ayırıcı tanıya olan katkıları, sağkalım ve hastalıksız sağkalım üzerine etkileri ve diğer klinikopatolojik özellikler değerlendirildi. Bulg ular: Ameliyat materyallerinde izlenen tümörlerin çapları 1,5–11 cm arasında (ort. 4,06±1,8) olup, 45 (%56,3) adenokarsinom, 23 (%28,8) skuamöz hücreli karsinom, dört (%5) büyük hücreli karsinom, altı (%7,5) büyük hücreli nöroendokrin karsinom, bir (%1,2) sarkomatoid karsinom ve bir (%1,2) adenokarsinom ve skuamöz hücreli karsinom birlikteliğinden oluşmakta idi. İleri TNm evreli ve üç cm’den daha büyük tümör çapı olan olgular daha kötü prognozlu idi. İmmünohistokimyasal incelemede skuamöz hücreli karsinomların %87,5’i, adenokarsinomların %4,3’ü, büyük hücreli karsinomların %25’i ve büyük hücreli nöroendokrin karsinomların %16,7’si p63 ile pozitif boyandı. Benzer olarak maspin de skuamöz hücreli karsinomlarda %66,7 ve adenokarsinomlarda %27,4 oranında pozitifti. TTF-1 ekspresyonu, adenokarsinomlarda oldukça yüksek oranda idi (%84,8). Skuamöz hücreli karsinomlarda immünreaktivite izlenmedi (p<0.001). p63 ve TTF-1, her iki tümör grubunda sağkalım üzerine etkili değil iken, maspin immünreaktivitesi adenokarsinomlarda kötü prognostik faktör idi (p=0,048). Sonuç: Çalışmamızda, p63 ve TTF-1’in küçük hücreli dışı akciğer karsinomlarında güvenilir belirleyiciler oldukları ve ayırıcı tanıda kullanılabilecekleri gösterildi. maspinin adenokarsinomlarda prognostik bir belirleyici olduğu saptandı. Ancak maspin ile ilgili tüm çalışmalar henüz net değildir ve daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Obj ective: Lung cancer is still the leading cause of cancer mortality. Antiapoptotic genes and protease inhibitors play an important role in the development of lung cancer. Material and Method: p63, TTF-1 and maspin expression and their role in the differential diagnosis, overall survival, progression-free survival and other clinicopathological characteristics of the patients were investigated in 80 surgically-resected non-small cell lung carcinomas. Results: The maximal tumor diameter range was 1.5–11 cm (mean: 4.06&plusmn;1.8 cm). Forty-five (56.3%) tumors were adenocarcinoma, 23 (28.8%) squamous cell carcinoma, four (5%) large cell carcinoma, six (7.5%) large cell neuroendocrine carcinoma, one (1.2%) sarcomatoid carcinoma while one was (1.2%) both adenocarcinoma and squamous cell carcinoma. The patients with advanced TNm stage and a tumor diameter more than 3 cm had markedly poor survival. Immunohistochemically, p63 staining was present in 87.5% of squamous cell carcinomas, 4.3% of adenocarcinomas, 25% of large cell carcinomas, and 16.7% of large cell neuroendocrine carcinomas. Similarly, maspin was positive in 66.7% of squamous cell carcinomas and 17.4% of adenocarcinomas. The TTF–1 staining rate was higher in adenocarcinomas (84.8%). There was no immunoreactivity in squamous cell carcinomas (p&lt;0.001). We found that p63 and TTF–1 had no significant effect on survival in either tumor group (p&gt;0.05) while maspin has a negative prognostic effect in adenocarcinoma (p=0.048). Conclusion: This study suggests that p63 and TTF–1 are reliable markers in non-small cell lung carcinoma and can be used in differential diagnosis. maspin has been identified as a prognostic marker in adenocarcinoma. However, more studies are required to elucidate the significance of maspin.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Cerrahi

Kaynak

Türk Patoloji Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

31

Sayı

3

Künye