Prostat kanser hücre hattında ERR (östrojen reseptörü ilişkili reseptör) aracılı cevap değişikliklerinin incelenmesi
Küçük Resim Yok
Tarih
2011
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/closedAccess
Özet
Prostat kanseri modern toplumlarda uzayan yaşam süresine paralel olarak görülen, erkeklerde önemli morbidite ve mortalite oranına sahip bir kanser türüdür. Patofizyolojisi tam olarak aydınlatılamamakla birlikte erken döneminde ekspresyonu arttırılan genlerin araştırıldığı bir çalışmada ST1 ve ST2 genlerinin bu süreçte over eksprese edildikleri saptanmıştır. Bunun yanında bu genlerin inflamasyon, obezite ve diyabet gibi birçok farklı rahatsızlıkta da önemli rol oynadıkları bilinmektedir. Çalışmamız kapsamında ise özellikle ST1 ve ST2 genlerinin transkripsiyonel kontrolüne ışık tutabilmek amacıyla bu genlerin promotör bölgelerinde yer alan ve başta ERRE olmak üzere diğer nükleer reseptör cevap elemanları üzerinden; yaptığımız R1881, E2, XCT790, BFA ve TSA indüksiyonlarına karşı gelişen ST1, ST2, ER alfa ve ERR alfa genlerinin mRNA ve protein ekspresyon düzeyi değişiklikleri incelenmiştir. Bu noktada ST1 ve ST2 genlerinin promotör bölgelerinde yer alan HDAC üyeleri ile etkileşen TSA ajanı indüksiyonu uygulaması sonrasında söz konusu genlerin ekspresyon düzeylerinde ciddi azalmalar görülmüştür. Bunun yanında androjen ablasyon terapisine direnç gelişmesi noktasında rol oynadığı düşünülen ERR alfa'nın inverse agonisti olan XCT790 ile birlikte uygulanan TSA indüksiyonları sonrasında ST1,ST2, ER alfa ve ERR alfa'nın mRNA ekspresyon düzeylerinin hepsinde anlamlı azalmaların meydana gelmesi oldukça dikkat çekicidir. Yine bu çalışma dahilinde indüksiyon ajanlarımızdan biri olan BFA gibi çevresel kaynaklı östrojenlere maruziyetin kanser progresyonunda rol oynayan bu genlerin ekspresyon düzeyleri üzerinde etkilerinin olduğu gösterilmiştir. Bu bağlamda çalışmamız kapsamında elde ettiğimiz veriler; prostat kanseri progresyonunda rolü olan bu genlerin ekspresyonlarının özellikle uyguladığımız ajanların bazıları ile regüle edilebildiği sonucunu ortaya koymuş ve gelecekte bu genleri söz konusu ajanlar aracılığı ile hedefleyen yeni terapötik kombinasyonların geliştirilmesinin tedavide etkili olabilecek alternatif mekanizmalardan biri olabileceği noktasında aydınlatıcı olmuştur.
Açıklama
Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 2011