Geriatric Bell’s Palsy; Risk Factors and Laboratory Results
Küçük Resim Yok
Tarih
2019
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Introduction: Idiopathic facial paralysis or Bell’s palsy is the most common type of peripheral facial paralysis. Advanced age and systemic diseases, such as diabetes and hypertension are considered as negative prognostic factors for Bell’s palsy still controversial. Here, we aimed to compare the epidemiologic features and prognostic factors of patients with Bell’s palsy aged ?65 years. Materials and Method: Records of patients with Bell’s palsy (age, ?65 years) who were admitted to our clinic between January 2008 and December 2017 were evaluated. Results: We included 89 (72.4%) patients with Bell’s palsy. the patients’ ages varied between 65 and 91 (72.70 ± 5.9) years. Paralysis was in the right side in 59.6% (n = 53) and in the left side in 40.4% (n = 36) of the patients. Three (3.4%) patients had progressive facial paralysis. One (1.1%) had positive family history. After at least 6 months of follow-up, 71 (79.8%), 10 (11.2%), 6 (6.7%), and 2 (2.25%) patients were diagnosed with grade 1 and 2, 3, 4, and 5 Bell’s palsy, respectively. Furthermore, a statistically significant correlation was observed between the initial paralysis grade and neutrophil-to-lymphocyte ratio (p=0.001). Conclusion: Although old age is considered as a negative prognostic factor in patients with BP, we observed satisfactory recovery rates in geriatric patients who received appropriate treatment. in addition, a significant correlation was observed between the initial grade of facial paralysis and neutrophil-to-lymphocyte ratio upon admission, which can be considered as a prognostic factor.
Giriş: İdiopatik fasiyal paralizi ya da Bell paralizisi (BP) tüm yaş gruplarında görülebilen göreceli olarak sık bir durumdur. Farklı çalışmalarda ileri yaş, diyabet, hipertansiyon gibi eşlik eden sistemik hastalıklar BP’de kötü prognostik faktör olarak belirtilmesine rağmen bu konular hala tartışmalıdır. Bu çalışmamızda 65 yaş ve üstü BP tanısı almış hastalarda epidemiyolojik özellikler ve prognostik faktörler incelendi. Gereç ve Yöntem: Ocak 2008-Aralık 2017 tarihleri arasında, paralizi sonrası en az 6. ay kontrolleri olan BP tanısı ile tedavi ve takip edilen altmış beş yaş ve üstü hastaların dosyaları retrospektif olarak tarandı. Bulgular: Çalışmaya BP tanılı 89 hasta dahil edildi. Hastaların yaşları 65 ile 91 arasında (72.70±5.9) idi. Paralizilerin sağ tarafta görülme oranı % 59.6 (n=53); sol tarafta % 40.4 (n=36) idi. Üç (%3.4) olguda progresif fasiyal paralizi saptandı. Bir (%1.1) olguda aile anamnezi pozitifti. En az altı aylık takip sonunda 71 hasta (%79.8) evre 1-2, 10 hasta (%11.2) evre 3, 6 hasta (%6.7) evre 4, 2 hasta (%2.25) evre 5 olarak saptandı. Başvuru evresi yüksekliği ile Nötrofil Lenfosit Oranı (NLO) arasındaki ilişki anlamlı saptandı (p=0.001). Sonuç: BP prognozunda ileri yaş negative bir prognostik faktör olarak kabul edilse de, uygun tedavi ile geriatrik hastalarda tatmin edici iyileşme oranları elde ettik. Ayrıca, prognostik faktör olarak değerlendirilebilecek olan NLO ile başvuru esnasındaki yüksek fasiyal sinir paralizisi derecesi arasında anlamlı bir korelasyon gözlendi.
Giriş: İdiopatik fasiyal paralizi ya da Bell paralizisi (BP) tüm yaş gruplarında görülebilen göreceli olarak sık bir durumdur. Farklı çalışmalarda ileri yaş, diyabet, hipertansiyon gibi eşlik eden sistemik hastalıklar BP’de kötü prognostik faktör olarak belirtilmesine rağmen bu konular hala tartışmalıdır. Bu çalışmamızda 65 yaş ve üstü BP tanısı almış hastalarda epidemiyolojik özellikler ve prognostik faktörler incelendi. Gereç ve Yöntem: Ocak 2008-Aralık 2017 tarihleri arasında, paralizi sonrası en az 6. ay kontrolleri olan BP tanısı ile tedavi ve takip edilen altmış beş yaş ve üstü hastaların dosyaları retrospektif olarak tarandı. Bulgular: Çalışmaya BP tanılı 89 hasta dahil edildi. Hastaların yaşları 65 ile 91 arasında (72.70±5.9) idi. Paralizilerin sağ tarafta görülme oranı % 59.6 (n=53); sol tarafta % 40.4 (n=36) idi. Üç (%3.4) olguda progresif fasiyal paralizi saptandı. Bir (%1.1) olguda aile anamnezi pozitifti. En az altı aylık takip sonunda 71 hasta (%79.8) evre 1-2, 10 hasta (%11.2) evre 3, 6 hasta (%6.7) evre 4, 2 hasta (%2.25) evre 5 olarak saptandı. Başvuru evresi yüksekliği ile Nötrofil Lenfosit Oranı (NLO) arasındaki ilişki anlamlı saptandı (p=0.001). Sonuç: BP prognozunda ileri yaş negative bir prognostik faktör olarak kabul edilse de, uygun tedavi ile geriatrik hastalarda tatmin edici iyileşme oranları elde ettik. Ayrıca, prognostik faktör olarak değerlendirilebilecek olan NLO ile başvuru esnasındaki yüksek fasiyal sinir paralizisi derecesi arasında anlamlı bir korelasyon gözlendi.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Cerrahi
Kaynak
Türk Geriatri Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
22
Sayı
3