Normal erişkin bireyler ve santral sinir sistemi hastalıklarında orofaringiyal yutmanın elektrofizyolojik yöntemlerle incelenmesi
Küçük Resim Yok
Tarih
1997
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/closedAccess
Özet
146 ÖZET Orofaringiyal yutmanın incelenmesine yönelik olarak geliştirilen elektrofizyolojik yöntemler ile 75 normal erişikin ve Parkinson hastalığı (30), Pseudobulber felç (20) ve Amyotrofik lateral skleroz (22) olmak üzere 3 ayrı hastalık grubu incelenmiştir. Bu yöntemler kullanarak normal erişkinlerde yutmanın fizyolojisi ve hastalık grubunda disfajinin fizyopataolojisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Ayrıca hastalık grublarında disfajinin klinik özellliklerinin saptanmasına çalışılmıştır. Kullanılan yöntemler, orofaringiyal yutma olayına katılan submental-suprahiyoid kaslar, larinks ve üst özofagiyal sfinkterin yutma sırasında elektrofizyolojik olarak kayıtlanmasına yöneliktir. Yutma sırasında; Larinks ve hyoid kemiği yukarı çeken submental kasların EMG aktivitesi yüzeyel elektrodlar ile kayıtlanmış (SM-EMG), larinksin yutma sırasında yukarı ve aşağı devinimleri piezoelektrik laringiyal sensor aracılığı ile kaydedilmiş ve üst özofagiyal sfinkter kası krikofaringeal kasın EMG aktivitesi iğne elektrod yardımı ile incelenmiştir CP-EMG). Bu yöntemler sayesinde yutma sırasında larinksin yukarı hareketi ve bu pozisyonda kalış süresi, submental kasların aktivite süresi, formu ve amplitüdü ile krikofaringiyal sfinkterin yutma şurasında açık kalma süresi, açılma ve kapanma özellikleri saptanabilmiştir. Bu amaçla deneklere başlıca 3 mi su olmak üzere değişik volümlerde su yutturulmuş, ayrıca kuru yutma da değerlendirilmiştir. Orofaringiyal yutma olayında başlıca 2 ilkesel olay sözkonusudur. Bunlardan birincisi lokmanın ağız boşluğundan farinkse gönderilmesi ve buradan üst özofagiyal sfinkterin açılıp lokmanın özofagusa geçirilmesidir, ikinci olay yutulan materyalin normalde açık olan ve farinks ile paylaşılan hava yoluna yani larinkse kaçmasının önlenmesi ve solunum yolunun korunmasıdır. Bu yöntemlerin beraber kullanılması ile bu fizyolojik olayların zamansal ilişkileri incelenebilmiştir: Orofaringiyal yutmanın başlangıcında ilk olarak SM-EMG aktivesi ortaya çıkmaktadır ve bu aktivitenin zirvesine yakın larinks yukarı hareket etmeye başlar. Larinksin yukarı doğru çekilmesi kendini laringiyal sensorde bir defieksiyon halinde gösterir. Larinksin yukarı çıkmaya başlaması ile birlikte krikofaaringiyal sfinkter kasındaki devamlı tonik aktivite kesilir, pause meydana gelir ve sfinkter açılır. Larinks yukarı pozisyonda ve kapalı durumda iken SM-EMG aktivitesi halen devam etmektedir. Bu sırada yutulan materyal açılmış olan üst özofagiyal sfinkterden özofagusa geçer. Materyalin özofagusa geçişi ile birlikte sfinkter kapanır, pause biter ve rebound bir EMG artışı meydana gelir. Aynı zaman diliminde larinks yukardan aşağı doğru inmeye başlar ve bu iniş kendini sensor 2. bir dalga yada defieksiyon ile147 gösterir. Bu sırada giderek azalan SM-EMG aktivitesi sonlanır. 3 mi su yutma sırasında larinksin yukarı pozisyonda kalışı ortalama 571 ms, total SM-EMG sûresi 895 ms ve krikofaringiyal sfinkter pause sûresi 453 ms sürmektedir. Normal erişkinlerde yaş artışı ile birlikte özellikle 60 yaşın sonrasında orofaringiyal yutma işlevinde asıl patern değişmemekle birlikte bazı değişiklikler olduğu saptanmıştır. Yaşlılarda larinksin yukarda kalış süresi ve submental kasların aktivitesi sûresi uzamakta, buna karşılık bu kasları amplitüdünde azalma olmaktadır. Yutulan materyalin miktarı ve kıvamı da orofaringiyal yutma üzerine etkiler yapmaktadır. Bolus miktarının artışına bağlı olarak larinksin yukarda kalış sûresi uzamakta, submental-suprahyoid kasların aktivite sûre ve amplitûdü artmakta ve üst özofagjyal sfînkterin açık kalma süresi uzamaktadır. Bu bulgular periferik sensoriyel girdüerinf medeüller yutma merkezindeki santral programı etkilediğini gösterir. Yukarda tanımlanan yöntemler kullanılarak, disfaji limiti olarak adlandırdığımız bir su yutma testi geliştirilmiş, bu yöntemle normallerde bir kerede yutulabilen su volümü saptanmıştır. Bu miktar 20 mi sudur. Yöntemin hastalara uygulanması ile olgulardaki disfajinin objektif saptanması ve şiddetinin belirlenmesi mümkün olmuştur. Yöntemin hasta grublarına uygulanması ile normal erişkin grubundan farklı özellikte bulgular elde edilmiş ve fziyopatolojik yaklaşımlar yapılabilmiştir. Parkinson hastalığında larinksin yukarda kalış süresi, submental kasların aktivite sûresinde patolojik derecelerde uzama saptanmıştır. Yutmanın başlatılmasında güçlük ile ilişkili olarak larinksin submental kasların aktivasyonu ile yukarı çekilmesi zorlaşmış ve yavaşlamıştır. Disfaji ve hipersalivasyon ile hastalığın şiddeti arasında ilişki olduğu ve hipersalivasyonun orofaringiyal yutmanın bozukluğuna ve yutma frekansında azalmaya bağlı olarak ortaya çıktığı belirlenmiştir. Pseudobulber felç olgularında yutmanın tetiklenmesinde güçlük, submental kas aktivitesinde ve larinksin yukarda kalış süresinde artış ile birlikte krikofaringiyal sfînkterin açık kalma süresinde belirgin azalma ve bu süre içinde anormal motor aktiviteler, sfînkterin erken kapanması gibi bu kasta hipertonusiteyi gösteren bir çok anormal bulgular elde edilmiştir. Elektrofizyolojik bulgular orofaringiyal yutma ile ilgili submental kaslar, larinks ve krikofaringiyal sfinkter arasında koordinasyonun bozulduğunu ve bunun disfajide önemli bir faktör olduğunu göstermiştir. PBF'deki bu bozuklukların dolayısı ile disfajinin oluşmasında; kortikobulber liflerin lezyonu sonucu yutma148 merkezininde dahil olduğu alt beyin sapı kranial çekirdekler üzerinde kortikal ve subkortikal etkilerin değişmesi ve kortikobulber liflerin inhibitor kontrolünden kurtulan alt beyin sapı kranial çekirdeklerin kas gruplarında serbest kalış fenomeni olarak hiperreflexi yada hipertoni halinin meydana gelmesi gibi iki temel fizyopatolojik durumun rol oynadığı düşünülmüştür. ALS olgularından elde edilen elektrofizyolojik bulgular krkofaringiyal sfinkter ile ilişkili patolojik özelliklerin disfajinin ortaya çıkmasında ve/veya artışında önemli rolü olduğunu göstermiştir. Bu sfinkter ile ilgili diğer patolojik özellik normalde yutma sırasında larinks ve submental kaslarla olan koordinasyonun bozulması kaybolmasıdır. Bu komplex bir organisyon gerektiren yutmanın bozulmasına ve disfajiye yolaçacaktır. Ayrıca yutmanın tetiklenmesi güçleşmiş, larinksin yukarı pozisyonda kalışı ve submental kasların aktivite süresi uzamıştır. ALS de disfaji meydana gelmesinde 2 değişik patogenezin birlikte veya ayrı ayrı rol oynamaktadır. Bunlardan birisi, kortikobulber liflerin tutulmasına bağlı suprabulber parezi nedeniyledir. İkinci mekanizma ise dil, farinks, larinks çizgili kaskannın ilerleyici 2. motor nöron tutuluşu ile ilgilidir. Bulgularımız kortikobulber tutuluşun ağırlıklı olarak olguların çoğunda disfajiden ön planda sorumlu olduğunu düşündürmüştür. 2. motor nöron tutuluşunun bulunması disfaji'nin daha kötüleşmesine katkıda bulunmaktadır. Yutmaya ilişkin bu elektrofizyolojik yöntemler nörojenik disfajinin değerlendirilmesinde yararlı bulunmuştur. Disfajiye aday veya disfajiden kuşkulanılan olgular bu yöntemlerle ortaya konabilir. Disfaji limiti bu olguların izlenmesinde ve disfajinin derecesinin saptanmasında kullanılabilecek bir yöntemdir. Özellikle ALS ve psedobulber felç olgularında krikofaringiyal sfinkterin EMG'si ile elde edilen bulgularla sfinkter myotomisi gibi tedavi seçenekleri değerlendirilebilir. Sonuç olarak bu elektrofizyolojik yöntemler ile disfaji fizyopataolojisine ve sağaltım yöntemlerine ışık tutalabilir. Ayrıca disfajinin erken tanınması özellikle aspirasyon ve pnömoni gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlara karşı önlem alınmasında ve yaşam kalitesinin arttırılmasında önemlidir
Açıklama
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Anahtar Kelimeler
Nöroloji, Neurology, Elektrofizyoloji, Electrophysiology, Merkez sinir sistemi hastalıkları, Central nervous system diseases, Yutma, Deglutition, Yutma bozuklukları, Deglutition disorders