Yazar "Yüksel, Mithat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 33
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atıksu arıtımı için pilot ölçek MBR sisteminin optimum işletimi ve kontrolu(Ege Üniversitesi, 2019) Kabay, Nalan; Yüksel, MithatSon zamanların en önemli problemlerinden biri temiz su kaynaklarının giderek azalmasıdır. Bu bağlamda evsel ve endüstriyel atıksuların arıtılarak geri kullanımı giderek önem kazanmaktadır. Atıksuların arıtımında yaygın ölçüde kullanılan membran biyoreaktör (MBR) sistemleri biyolojik arıtım ile membran filtrasyonun bir arada olduğu hibrit sistemlerdir. MBR sistemlerinde atıksuyun sertlik derecesinden kaynaklanan problemler membranların tıkanmasına yol açmakta ve bu durum özellikle ürün suyu akısını düşürmektedir. Bu sorunu çözebilmek adına MBR sisteminin çalışma koşullarında değişiklikler yapılabilir. Ancak bu değişiklikler hem maddi açıdan uygun olmalı, hem de ürün suyuna ait kaliteyi bozmamalıdır. Bu çalışmada; atıksu arıtımında kullanılan MBR sisteminde kullanılan membranların kirlenme problemine çözüm bulmak için çalışma koşullarının iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Tüm çalışmalar İzmir'in Menderes ilçesinde kurulmuş olan İTOB Organize Sanayi Bölgesi Atık Su Arıtma Tesisi'nde gerçekleştirilmiştir. İTOB-OSB'ne ait atıksu arıtma tesisinin MBR ünitelerinde de yaşanan membran tıkanması sorununu en aza indirerek sistemin mümkün olan en az sıklıkta temizlenmesi ve en iyi şekilde çalışacağı koşulları belirlemek amacıyla bazı testler yapılmıştır. Çalışmalar plaka tipi, Kubota marka polietilen membranların kullanıldığı pilot ölçekli MBR test sisteminde gerçekleştirilmiştir. Pilot ölçekli MBR testlerinde farklı antiskalant dozajları, farklı antiskalant çeşitleri ve farklı difüzör delik çaplarının etkisi incelenmiştir. Sistem kontrolü, akı ölçümünün yanı sıra süzüntü örneklerine ait kalite analizleri ile yapılmıştır.;Antiskalant; Atıksu Arıtımı; Difüzör; Membran Biyoreaktör (MBR); Membran Kirliliği.;Antisicalant; Diffuser; Membrane Bioreactor (MBR); Membrane Fouling; Wastewater Treatment.Öğe Bazı polimer atıklarının piloriz ve hidrojenlenme ile değerlendirilebilme imkanlarının araştırılması(Ege Üniversitesi, 1993) Sağlam, Mehmet; Hanoğlu, Cumhur; Yüksel, MithatBu çalışmada polietilen atıkların 500-750oC aralığında flaş pilorizi ile sabit yataklı bir reaktörde S-16 Ni-Mo katakizörü ortamında 400-450oC arasında ve 425oC'de katalizörsüz ortamda hidrojenasyonu incelenmiştir. Flaş pirolizde sıcaklık 500oC den 50'şer derece aralıkla 750oC'ye çıkarıldığında gaz ürün miktarları % 50 dolayından % 90'a çıkmakta, sıvı ürün miktarları % 35'den % 8.6'ya inmekte ve katı ürün miktarları da % 15.3'den % 11'e düşmektedir. Gaz ürünlerde C1-C5 arası hidrokarbonları, sıvı ürünlerde ise C5-C3 arası hidrokarbonları saptanmıştır. Sıvı ürünler içerisinde Ü-olefinleri sıcaklığa fazla bağımlı olmayıp C10-C24 hidrokarbonları arasında yaklaşık % 44-66 arasında değişmiştir. Yine bu sıvı ürünlerin ASTM-destilasyon eğrileri incelendiğinde hacimce % 72 den fazlasının 350oC'nin altında destile edilebileceği anlaşılmıştır. Katalitik hidrojenasyonda oluşan sıvı ürün miktarı da sıcaklık ile artarak örneğin 400oC de % 17.6 iken 450oC'de % 78.9 a yükselmiştir. Sıvılar içerisinde C5-C23 arası hidrokarbonlar saptanmıştır. Bu sıvı ürünlerde hidrojenasyon yardımıyla Ü-olefin içerikleri düşük buna karşın izomerizasyon nedeni ile dallanmış hidrokarbon içerikleri yüksek bulunmuştur. Bu özellik ASTM destilasyon eğrilerinden de tüm sıvıların %80 den fazlasının 350oC nin altında destile edilebileceği görülmüştür. Bu sonuçlar, polietilen atıkların flaş piroliz yolu ile petrokimya endüstrisinde kullanılabilecek nitelikte ve katalitik hidrojenasyonla da rafineride işlenilebilecek kalite de ürünlere dönüştürülebileceğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu sayede önemli bir çevre problemine çözüm getirilirken, diğer yandan da sanayiye destek ham madde sağlanmış olunmaktadır.Öğe Biyodizel üretimi yan ürünü ham gliserinden kritik altı ve kritik üstü su ortamında H2 ve/veya CH4 ile değerli organik bileşiklerin üretilebilirliğinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2011) Arda, Müşerref; Erdem, Sezai; Yüksel, MithatBiyodizel, Süperkritik su gazlastırması (SCWG), Metan, Hidrojen.;Glycerin, Biodiesel, Supercritical water gasification (SCWG), Methane, Hydrogen.;Türkiye'de biyodizel üretimi son yıllarda hızlı bir artıs göstermis ve kapasite itibarı ile Avrupa'da dördüncü sıraya yükselmistir. Bu gelisme, yan ürün olarak olusan ham gliserinin degerlendirilmesi sorununu da beraberinde getirmektedir. Halen, birçok tesisde olusan gliserin ile metanol ve tuzları içeren sulu faz islenmeden, atık su olarak desarj edilmektedir. Böylece ekonomik kaybın yanında çevre kirliligi de yaratılmıs olmaktadır. Dünya'da ve ülkemizde biyodizel üretimindeki hızlı artısa paralel olarak olusan ham gliserin miktarı da hızlı artmaktadır. Bu yolla elde edilebilecek gliserin miktarı, klasik kullanım alanlarındaki tüketimin çok fazlası olup yeni kullanım alanlarının bulunmasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim, AB'de 7.Çerçeve programında bu yan ürünün sıvı ve gaz enerji kaynaklarına ya da daha degerli kimyasallara dönüstürülerek biyodizel tesislerinin ekonomikliklerinin artırılması çalısmalarını desteklemektedir. Bu projede; ham gliserinin degerlendirilmesinde kritik altı ve kritik üstü su ortamında yapılan dehidrasyon ve gazlastırma (SCWG-süper kritik su gazlastırması) uygulanmıstır. Çalısmada; kritik altı ve kritik üstü su ortamında H2 ve/veya CH4 gibi temiz enerji kaynagı olarak degerlendirilebilecek gaz yakıtlar ile aldehit, ketonlar ve degisik alkoller ve bazı ürünlerin üretiminde kullanılan daha degerli organik bilesiklerin üretilebilecegi görülmüstür. Dehidrasyon ve SCWG çalısmaları 0,1 L hacmindeki bir otaklavda yapılmıstır. Katalizör olarak H3PO4 ve tuzları, H2SO4 ve tuzları, Tinkal, Trona, fındık ve ceviz kabugu aktif karbonları ile bu aktif karbonların Ni++ emdirilmis sekilleri kullanılmıstır. Gliserin konsantrasyonu 50g/L, katalizör konsantrasyonu 5g/L, sıcaklık 300-600°C ve reaksiyon süresi bir saat alınmıstır. Gazdaki H2, CH4, CO2, CO ve C2-C4 hidrokarbonları, TCD-FID dedektörlü kapiler gaz kromatografisi ile belirlenmistir. Sulu fazdaki toplam organik karbon ise TOC analizöründe ölçülmüstür. Sıvı üründe olusan alkoller, aldehit, keton, karboksil ve olefinik grupları içeren maddeler GC-MS ile tespit edilmistir. Daha sonra ise önemli görülenleri HPLC ile kantitatif olarak analizlenmistir.Öğe Bütümlü şistlerin sıcaklık programlı pirolizi ve ürünlerin karakteriasyonu(Ege Üniversitesi, 1998) Ballice, Levent; Yüksel, MithatPetrol ve doğalgaz gibi fosil enerji kaynaklarının her geçen gün azalmakta olması, bunların yerini alabilecek alternatif kaynakların araştırılması yönündeki çalışmaları hızlandırmıştır. Bu çalışmalar, kömür ve bitümlü şist gibi katı enerji kaynakları üzerinde yoğunlaşmıştır. Türkiye ve Dünyadaki rezerv durumları dikkate alındığında, oldukça büyük bir doğal kaynak bitümlü şistlerin en uygun değerlendirilme yöntemlerinin başında değişik pirolizleme işlemleri gelmektedir. Bu çalışmada, ülkemizde bulunan kömür, linyit, gibi diğer katı yakıtlara oranla sıvılaşmaya yatkın olan ve 5 milyar ton civarında rezerviyle ülkemiz için büyük önem taşıyan bitümlü şistlerin sıcaklık programlı pirolizi incelenmiştir. Bu amaçla, Türkiye'de bulunan mevcut bitümlü şist rezervleri içinde önemli bir orana sahip olan Göynük ve Beypazarı bitümlü şistleri ile karşılaştırmak amacı ile Fas'ın Timhadit bölgesine ait bitümlü şistler kullanılmıştır. Pirolizleme işlemi 2K/dak ısıtma hızında inert gaz (AR) akımında 550 - C ye kadar ısıtılarak getirilmiştir. İşleme bu sıcaklıkta 2 saat devam edilmiştir. Piroliz süresince oluşan ürünler reaktör çıkışında referans gaz olarak miktarı kesin bilinen neopentan ile karşılaştırılmıştır. Bu karışımlar daha sonra özel örnek alma sistemi ve toplama kabından geçerek dışarı atılmıştır. Örnekler, piroliz süresince vakum yapılmış ve daha sonra özel ampul kırma sistemi bağlanmış GC ile analizlenmiştir. Burada organik bileşikler FID dedektörü ve inorganik gazlar ise BINOS gaz analizatörü ile saptanmıştır. Örneklerin hidrokarbon içerikleri, referans gaz olan neopentan pikinden yararlanarak hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamalara göre, Göynük bitümlü şistindeki ağırlıkça %46.2 olan organik karbonun %47'si organik, %2'si inorganik ürünlere dönüşmüştür. Piroliz sonucunda kalan katı bakiyede ise %34 oranında koklaşmış karbon bulunmaktadır. Beypazarı bitümlü şistinde ağırlıkça %7.7 oranında bulunan organik karbonun ise %32'si organik, %26.8'i inorganik ürünlere dönüşmüştür. Katı bakiyede ise %19.6 oranında karbon kalmıştır. Timhadit bitümlü şistinde organik karbon %10.9'dur. Bu karbonun %33.8'i organik ve %6.7 si inorganik ürünlere dönüşmüş olup katı bakiyede ise %38.6 oranında karbon kalmaktadır. Maksimum ürün oluşum sıcaklığı Göynük bitümlü şisti için 430 - C, Beypazarı ve Timhadit bitümlü şisti için ise yaklaşık 440 - C olarak bulunmuştur. Piroliz üretiminde metandan C26 kadar n-parafinle, l-olefinler, dallanmış parafinler ve olefinlerin yanı sıra basit aromatik hidrokarbonlar da saptanmıştır. Yapılan analizler sonucunda her üç tip bitümlü şist için maksimum ürün oluşum sıcaklığına kadar n-parafinlerin l-olefinlere oranla daha fazla oluştuğu bulunmuştur. n-parafinlerin sıcaklığa göre dağılımı incelendiğinde, düşük ve yüksek sıcaklıklarda gaz halindeki n-parafinlerin (C1-C2) oranı diğer n-parafinlere göre daha fazla bulunmuştur. Maksimum ürün oluşum sıcaklığında n-parafinlerdeki (C10-C17) fraksiyonu Beypazarı bitümlü şistinde, C17+ fraksiyonu ise Göynük ve Timhadit bitümlü şistinde daha yüksek bulunmuştur. l-Olefinlerin dağılımları da yine n-parafinlerinki ile benzerlik göstermektedir. Göynük, Beypazarı ve Timhadit bitümlü şistleri yine inert ortamda 5 - C/dak ısıtma hızı ile 1000 - C'ye kadar ısıtılarak TGA eğrileri elde edilmiştir. TGA-ağırlık kaybı eğrilerinde genel olarak üç bölge gözlenmiştir. Birinci bölgede (100-200C) bitümlü şistin nemi uzaklaşmaktadır. İkinci bölgede (300-500 oC) bitümlü şistlerin kerogeninin parçalandığı gözlenmiştir. Üçüncü bölgede ise 600 oC'de başlayan ve 1000 oC'ye kadar devam eden bitümlü şistlerde bulunan karbonatlı minerallerin (CaCO3, MgCO3, Dolomit) bozunduğu tespit edilmiştir. TG-analizlerden elde edilen ağırlık kaybı verileri Coats-Redfern/Chenn-Nuttall model kombinasyonuna göre değerlendirilerek bu şistlerin kinetik parametreleri hesaplanmıştır. Bu hesaplamalarda şistin organik yapısının bozunmasında Allred tarafından önerilen iki basamaklı seri mekanizma modeli esas alınmıştır. Her bir reaksiyon adımı için hesaplanan aktivasyon enerjileri ve frekans faktörleri Göynük bitümlü şisti için sırasıyla 13.70 kj/mol, 0.19 dak-1 ve 35.00 kj/mol, 20.67 dak-1 olarak hesaplanmıştır. Bu değerler Beypazarı bitümlü şistinde 26.21 kj/mol, 1.18 dak-1 ve 66.36 kj/mol, 3602.00 dak-1 dir. Timhadit bitümlü şistinde ise 14.30 kj/mol, 0.20 dak-1 ve 28 kj/mol, 4.57 dak-1 olarak bulunmuştur. Beypazarı bitümlü şistinde her iki reaksiyon için hesaplanan aktivasyon enerjilerinin yüksek olması, bu şistin mineral içeriği ve özellikle de kerogen tipinin farklılığı ile açıklanmıştır. Bitümlü şistlerin kerogen tipleri, IR-spektroskopisi ile H.Ganz ve W. Kalkreut tarafından önerilen model ile saptanmıştır. Burada C-H (CH3, CH2), karbonil ve C=C (aromatik) bandlarının intensitelerinden yararlanılmıştır. Bu modele göre hesaplanan A ve C faktörleri Göynük bitümlü şisti için A= 0.76, C=0.46 olarak bulunmuştur. Bu değerler göz önüne alındığında Beypazarı bitümlü şistinin kerogen tip II, Göynük ve Timhadit bitümlü şistlerin ise kerogen tip I sınıfına girdiği belirlenmiştir. Bu sınıflandırmaların doğruluğu bitümlü şistlerin piroliz ürünlerindeki n-parafinlerin ve 1-olefinlerin dağılımları ile de desteklenmiştir. Piroliz işlemi ile oluşan sıvı ürünün özellikleri incelendiğinde ham petrol gibi kullanılabilmesi için hydrotreading işlemine tabi tutulması gerektiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak, bu çalışma ile bitümlü şistlerin kerogen tipleri belirlenmiş ve uygulanan özel örnek alma sistemi ile piroliz ürünleri her sıcaklıkta incelenmiştir. Bu sayede maksimum ürün oluşum sıcaklığı saptanarak endüstriyel uygulamalarda optimum pirolizleme sıcaklığının bulunması sağlanmıştır.Öğe Çam ağacı talaşının kritiküstü su gazlaştırılmasında sıcaklık ve katalizörün hidrojen ve metan oluşumuna etkisinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2013) Eren, Seda; Ballice, Levent; Sağlam, Mehmet; Yüksel, MithatBu çalısmada çam agacı talası kritik üstü su gazlastırması methodu ile gazlastırılarak alternatif enerji kaynagı olarak kullanılabilecek hidrojen ve/veya metan gazı üretimi yapılmıstır. Bu çalısma üzerinde katalizör ve sıcaklıgın etkisi arastırılmıstır Deneylerde 0.1 L hacime sahip otoklavlar kullanılmıs olup, 300, 400, 500, 600°C'lerde ve K2CO3, Trona (Na2CO3.NaHCO3.2H2O), Dolomit (CaMg (CO3)2), Boraks (Na2B4O7.10H2O) katalizörleri denenmistir. Farklı analiz teknikleri kullanılarak gaz, sıvı ve katı ürünler analiz edilmis ve çam agacı talasının kritik üstü su gazlastırması kosullanırında etki eden parametreler hakkında yorum yapılmıstır.;Kritik Üstü Su Gazlastırması (SCWG), Çam Agacı Talası, Katalizör, Hidrojen, Metan.;Supercritical Water Gasification (SCWG), Pine Tree Sawdust, Catalyst, Hydrogen, Methane.Öğe Çapraz akışlı düz tabakalı ters ozmos membran sistemiyle jeotermal sulardan bor giderilmesi(Ege Üniversitesi, 2010) Öner, Ş. Görkem; Kabay, Nalan; Yüksel, MithatBor, Desalinasyon, Jeotermal su, Ters ozmos.;Boron removal, desalination, geothermal water, reverse osmosis.;Ters ozmos membran yöntemi dünyada yaygın olarak kullanılan desalinasyon yöntemi olup, sulu çözeltilerden tüm kolloid ve çözünmüs maddeleri alıkoyma kapasitesine sahiptir. Kurak bölgelerde deniz suyu ve acı suyun yanı sıra özellikle sulama suyu olarak kullanılabilme potansiyeline sahip jeotermal sulardan da tuz giderimi düsünülmektedir. Ancak jeotermal suyun içermis oldugu bazı elementler ve özellikle de yüksek derisimde bulunan bor bu suların sulama suyu olarak kullanımını kısıtlamaktadır. Sulama suyunda eser miktarda bulunan bor, bitkilerin gelisimi için gerekli iken sulama sularında yüksek derisimlerde bulunması bitkiler üzerinde olumsuz etkilere sebep olmaktadır. Bu nedenle fazla miktarının sulama suyundan uzaklastırılması gerekmektedir. Olumlu ve olumsuz etkileri göz önünde bulundurularak ters ozmos süzüntüsündeki bor miktarı 0.3 ila 1 mg/L arasında sınırlandırılmıstır. Bu çalısmada yüksek bor içeren jeotermal sulardan laboratuar ölçekli düz tabakalı ters ozmos membran ünitesiyle bor, silisyum ve tuz giderimi amaçlanmıstır. Çalısmalarda: sletme basıncı Membran türü Besleme suyu özelliklerinin ve Besleme akıs hızının süzüntü miktarı, tuz, bor ve silisyum uzaklastırılmasına olan etkileri arastırılarak optimum deney kosulları belirlenmistir.Öğe Catalytic Hydrothermal Liquefaction of Artichoke Residues (Cynara Scolymus L.) to Valuable Chemicals(2023) Yüksel, Mithat; Gökkaya, Dilek Selvi; Ballice, Levent; Sağlam, MehmetLignocellulosic biomass is accepted to be one of the best sustainable alternatives for overcoming fossil fuel dependence and to reduce environmental pollution. Intensive research studies have been carried out on conversion of this big potential source via chemical and biochemical processes to miscellaneous chemicals. According to one of the present methods of chemical conversion, cellulose and hemicellulose parts of the plant biomass can be converted to platform chemicals by hydrolysis, dehydration and rehydration reactions in the presence of acidic medium. In this study, the efficient conversion conditions of the Artichoke (Cynara Scolymus L.) leaves and stalks to the valuable chemicals (formic acid, acetic acid and 5-hydroxymetilfurfural) were investigated using acid (HCl, HNO3 and H2SO4) catalyzed hydrothermal reaction. Experiments were performed in the temperature range of 150°C - 300°C and at the pH values 2.0 - 3.0 with a reaction time of 1 hour. Evolution of liquid parts and their variations with respect to reaction parameters were determined using HPLC via related analysisÖğe Cyanex 302 ile fonksiyonelleştirilmiş polimer adsorbanlarla fosforik asitten kadmiyum giderilmesinin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2004) Arda, Müşerref; Kabay, Nalan; Yüksel, MithatBu çalışmada, Cyanex-302 [bis(2,4,4-trimetilpentil)monotiyofosfinik asitin, makrogözenekli yapıda olan Diaion HP-10 ve HP-2MG polimerik adsorbanlara emdirilmesiyle hazırlanılan reçinelerle derişik fosforik asit çözeltilerinden kadmiyumun ayrılması incelendi. Kesikli yöntemle fosforik asit çöeltisinden kadmiyum ayrılması için heriki reçine içinde optimum emdirme oranı, optimum reçine miktarı gibi koşullar belirlenmeye çalışıldı. Denge çalışmalarında, %40'lık fosforik asit çözeltisinde hazırlanmış 0-200 mg Cd/L derişim aralığı kullanıldı. Adsorpsiyon denge verilerinin, Langmuir adsorpsiyon izotermine uygunluk gösterdiği anlaşıldı. Hız kontrol mekanizmasına ait ön bilgiler elde etmek için kinetik çalışmalar yapıldı. Kadmiyumun %40'lık fosforik asit çözeltisinden Cyanex-302 içeren çözücü emdirilmiş reçine üzerine alınımının, tanecik diffüzyon kontrollü olabileceği belirlendi.;Fosforik Asit, Kadmiyum, Çözücü Emdirilmiş Reçine, Cyanex 302.;Phoshoric Acid, Cadmium, Solvent Imregnated Resin, Cyanex 302.Öğe Deri atıklarından aktif karbon üretilebilirliğinin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2005) Yüksel, Mithat; Sağlam, Mehmet; Yanık, Jale; Yılmaz, OnurAktif Karbon, Arıtma Çamuru, Deri Atıkları, Piroliz.;Bu tezde Deri Sanayisine ait atık su arıtma çamuru ile kromlu ve bitkisel tabaklanmış deri traşlama atıklarından aktif karbon üretilebilirliği incelenmiştir. Bunun için atıklara önce piroliz işlemi (450 ve 600{486}C'de ) uygulanarak piroliz sıcaklığı ve ısıtma hızının piroliz ürün dağılımına etkisi incelenmiştir. Atıklardan aktif karbon eldesinde kimyasal ve fiziksel olmak üzere iki aktivasyon yöntemi uygulanmıştır. Kimyasal aktivasyonda atıklar belli oranlarda H3PO4 ve ZnCl2 çözeltileri ile emdirilmiş, etüvde 24 saat bekletildikten sonra 450{486}C'de 2 saat pirolizlenmiştir. Fiziksel aktivasyonda ise önceden 450{486}C'de pirolizlenmiş ve yıkanmış koklar 900{486}C'de değişen sürelerde CO2 gazı ile muamele edilmiştir. Yapılan aktivasyon işlemleri sonunda elde edilen aktif karbonların yüzey özellikleri ve adsorpsiyon kapasiteleri incelenmiştir.Öğe Elektrodiyaliz yöntemiyle sulardan değişik iyonların giderilmesi(Ege Üniversitesi, 2005) İpek, Özgür; Kabay, Nalan; Kahveci, Hafize; Yüksel, Mithat[Abstract Not Available]Öğe Farklı sıcaklık ve basınçlarda katalitik kritiküstü su gazlaştırması ile glikozdan hidrojen ve/veya metan üretiminin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2013) Sağlam, Mehmet; Gökkaya, Dilek; Güngören Madenoğlu, Tülay; Yüksel, MithatGlikoz, hidrojen, metan, kritiküstü gazlastırma.;Glucose, hydrogen, methane, supercritical gasification.;Temiz enerji kaynagı ve gelecegin yakıtı olarak kullanımı gündemde olan hidrojen çesitli geleneksel kaynaklardan farklı teknolojiler ile üretilebilmektedir. Günümüzde hidrojenin biyokütle gibi diger kaynaklardan yeni teknolojilerle üretimi üzerine yogun çalısmalar yapılmaktadır. Kritik üstü su gazlastırması (SCWG) ile yas biyokütlelerden hidrojen üretimi, otuz yılı askın süreden beri üzerinde durulan, yogun çabalar sarf edilen ve gelistirilmekte olan yeni bir yöntemdir. Hidrojen üretiminde degerlendirilebilecek olan ve yas biyokütle kapsamına giren en önemli potansiyel kaynak, fotosentez yolu ile sürekli olusan, büyük kısmı da degerlendirilemeyen, % 80' lerin üzerinde su içeren her türlü bitki, sebze, meyve bakiye ve atıklarıdır. Biyokütlelerin gazlastırılmasında yapısını olusturan selüloz, hemiselüloz ve ligninin etkilerinin de bilinmesi oldukça önemlidir. Bu çalısmada biyokütlenin yaklasık %40'lık kısmını olusturan selülozu temsil eden glikoz kullanılmıstır. Glikoz farklı sıcaklık (400-500-600 oC) ve basınçlarda (20.0-27.5-35.0- 42.5 MPa) katalizör varlıgında (K2CO3) yapısındaki su ile reaksiyona girerek büyük ölçüde gaz ürünler, kısmen suda çözünen organikleri, çok az miktarda da katran ve koku olusturur. Gaz kısımda ana ürünler CO2, H2 ve CH4 olup CO ve C2-C4 hidrokarbonları az miktarda bulunur. Sulu çözeltide fenoller, karboksilli asitler, alkol, aldehit ve ketonlar ile furfuraller vardır. Maksimum dönüsüm ve yüksek H2 veya CH4 oranına sahip gaz verimine ulasmak, minimum katran ve kok olusumunu saglamak, basta reaksiyon sıcaklıgı, basıncı ve kullanılan katalizör tipi olmak üzere diger reaksiyon parametrelerine baglıdır. Bu çalısmanın amaçları, sıcaklık-basınç ve katalizörün, gaz ve sıvı ürünlerin verimi ve kompozisyonları üzerine etkilerinin arastırılmasıdır. Elde edilen sonuçlar baska grupların bulguları ile kıyaslanabilecek ve arastırılan deneysel kosullardaki bosluklar doldurulacaktır. Bununla birlikte, ara ürün olusumunun analizlenmesi ile yakın ve süperkritik su içinde genis sıcaklık ve basınç aralıklarında glikozun hidrojen açısından zengin gaza dönüsümünde altında yatan reaksiyon agı üzerinde temel yaratması saglayacaktır.Öğe Fiziksel kararlılığı arttırılmış aliquat 336 emdirilmiş reçinelerle sulu çözeltilerden kromat giderilmesi(Ege Üniversitesi, 2005) Solak, Özge; Kabay, Nalan; Yüksel, MithatAğır metallerin atık sular içerisindeki varlığı, hem çevre ve insan sağlığını hem de ekonomiyi olumsuz yönde etkilemektedir. Ağır metallerden biri olan krom, sulu çözeltilerde trivalent Cr(III) ve hekzavalent Cr(VI) iyonları şeklinde bulunabilir. Cr (VI), Cr(III) den 100 kez daha zararlı etkiye sahiptir. Bu çal ışmada, Aliquat 336 emdirilmiş polimer adsorbanların (Amberlite XAD-4) yüzey morfolojisi, polimer tabakasıyla kaplama ve kimyasal çapraz bağlama ile kararlı kılınmıştır. Aliquat 336 emdirilmiş reçinelerin sulu çözeltilerden Cr(VI) iyonlarının uzaklaştırılmasında uygulanabilirliği, kesikli ve sürekli yöntemlerle incelenmiştir. Bu reçinelerin performansı ticari anyon değiştirici reçinelerin (Amberlite IRA 904, IRA 67) performanslarıyla karşılaştırılmıştır. Aliquat 336 emdirilmiş reçinelerin kararlılığı, kolonda gerçekleştirilen döngü çalışmalarıyla incelenmiştir. Reçine yüzeyindeki modifikasyonun, reçinenin salıverme performansını etkilediği anlaşılmıştır. Döngü sayısı arttıkça, yüzey modifikasyonu yapılmamış reçine üzerinden Cr(VI) iyonlarının daha erken salıverildiği gözlenmiştir. Reçine üzerinde tutulan Cr(VI) iyonları, 1M NaOH-1M NaCl karışımı ile reçine üzerinden tamamen sıyrılabilmiştir. Seçimlilik testleri klorür ve sülfat iyonları varlığında gerçekleştirilmiştir. Ayrıca klorür ve sülfat iyonlarının derişimlerinin Cr(VI) uzaklaştırılması üzerine etkisi araştırılmıştır. Yüzeyi modifiye edilmemiş reçineler için klorür iyonlarının Cr(VI) giderimini etkilemediği, sülfat iyonunun ise interferans etki yarattığı görülmüştür. Yüzeyi modifiye edilmiş XAD-4 reçineler için klorür ve sülfat iyonlarının Amberlite IRA 904 reçinesine oranla daha az interferans etki yarattığı görülmüştür. Yüzeyi modifiye edilmemiş XAD-4 reçinesi ile yapılan deneylerde klorür ve sülfat derişiminin artmasının Cr(VI) giderimini etkilemediği gözlenmiştir. Amberlite IRA 904, Aliquat 336 emdirilmiş yüzeyi modifiye edilmemiş ve yüzeyi modifiye edilmiş XAD-4 reçineleri ile kinetik çalışmaları yapılmış, elde edilen veriler matematiksel modellerde kullanılarak hız belirleme basamağı tayin edilmiştir. Bu sonuçlara göre Amberlite IRA 904 için hız belirleme basamağının film difüzyon, modifiye edilmemiş ve yüzeyi modifiye edilmiş XAD-4 reçineleri için ise partikül ve film difüzyon olduğu görülmüştür.Öğe Fotokatalitik degredasyon-filtrasyon hibrit prosesi ile sulardan atrazin gideriminde TiO2 ve ZnO yüklü fotokatalizörlerin etkinliklerinin karşılaştırılması(Ege Üniversitesi, 2015) Kabay, Nalan; Yılmaz İpek, İdil; Yüksel, MithatAtrazin, Fotokatalitik degredasyon, Hibrit proses, TiO2, ZnO, fotokatalizör.;Atrazine, Photocatalytic degradation, Hybrid process, TiO2, ZnO, Photocatalyst.;S-triazin grubundan olan atrazin [2-chloro-4-(ethylamino)-6-(isopropylamino)-S-triazine] en yaygın olarak kullanılan tarım ilacıdır. Yüksek çözünürlüğü nedeniyle yeraltı sularına filtrasyon, yüzey sularına ise yağmur ile transfer olabilmektedir. Bu sebeple, birçok ülkede, diğer tarım ilaçlarına göre yeraltı ve yüzey sularında daha fazla bulunabilmektedir. Avrupa'da kullanımı yasaklanmış ve içme suyunda olması gereken maksimum kirletici düzeyi 1 æg L-1 olarak belirlenmiştir. Amerika Çevre Koruma Örgütü (USEPA) içme suyunda olması gereken limit düzeyini 3 æg L-1 olarak belirlemiştir. Tarım ilaçlarının sanayide ve tarımda yaygın olarak kullanıldığı göz önünde bulundurularak bu projede, membran emülsifikasyon yöntemiyle üretilen TiO2 ve ZnO yüklü kompozit tanecikler kullanılarak UV ışık varlığında organik kirleticilerden biri olan atrazinin fotokatalitik olarak bozundurulması ve taneciklerin filtrasyon yöntemi ile arıtılmış sudan uzaklaştırılmasındaki etkinlikleri karşılaştırılmıştır. Membran emülsifikasyon ve Pickering emülsiyon yöntemleriyle üretilen TiO2 yüklü kompozit tanecikler, atrazinin sulardan giderilmesi için fotokatalitik degredasyon-membran filtrasyon hibrit sisteminde kullanılmışlar ve akış hızı, atrazin derişimi ile tanecik miktarı gibi parametrelerin etkileri incelenmiştir. TiO2 yüklü kompozit tanecikler ile umut vadeden sonuçlar alınmasına rağmen ZnO'in oleik asit bazlı taneciklerin üzerine kaplanmasında başarı elde edilememiştir. Membran filtrasyon yöntemi sayesinde mikron düzeyinde üretilen taneciklerin sistemde kolayca uzaklaştırılabildiği görülmüştür. Bu sayede, hibrit sistem kullanılarak aynı zamanda hem atrazinin fotokatalitik olarak bozundurulması sağlanmış hem de tanecikler kolayca arıtılan sudan uzaklaştırılabilmişlerdir.Öğe Fotokatalitik nano-kompozit malzemelerle ve polimer adsorbanlarla sulardan atrazin giderilmesi(Ege Üniversitesi, 2014) Kabay, Nalan; Yılmaz İpek, İdil; Yüksel, MithatAtrazin, Adsorpsiyon, Polimer adsorban, Fotokatalitik tanecikler, Membran emülsifikasyon, Fotokatalitik bozundurma.;Atrazine, Adsorption, Polymeric adsorbent, Photocatalytic particles, Membrane emulsification, Photocatalytic degradation.;S-triazin grubundan olan atrazin [2-chloro-4-(ethylamino)-6-(isopropylamino)-S-triazine] en yaygın olarak kullanılan tarım ilacıdır. Yüksek çözünürlüğü nedeniyle yeraltı sularına filtrasyon, yüzey sularına ise yağmur ile transfer olabilmektedir. Bu sebeple, birçok ülkede, diğer tarım ilaçlarına göre yeraltı ve yüzey sularında daha fazla bulunabilmektedir. Avrupa'da kullanımı yasaklanmış ve içme suyunda olması gereken maksimum kirletici düzeyi 1 og L-1 olarak belirlenmiştir. Amerika Çevre Koruma Örgütü (USEPA) içme suyunda olması gereken limit düzeyini 3 og L-1 olarak belirlemiştir. Tarım ilaçlarının sanayide ve tarımda yaygın olarak kullanıldığı göz önünde bulundurularak bu projede, nano gözenekli polimer adsorbanlarla ve membran emülsifikasyon yöntemi ile üretilen fotokatalitik kompozit tanecikler kullanılarak atrazinin sulardan giderimi incelenmiştir. 5 mg/L atrazin içeren sulu çözeltiden atrazin giderimi için gerekli olan optimum adsorban derişimleri, PAD 400 ve PAD 610 adsorbanları için sırasıyla 1.6 ve 3.2 g adsorban/L-çözelti olarak bulunmuştur. Çalışılan pH aralığında (2-9), pH'ın PAD 400 adsorbanı ile atrazin adsorpsiyonu üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı gözlemlenmiştir. Ayrıca, PAD 400 ve PAD 610 adsorbanları ile atrazin gideriminde sıcaklık 288 K'den 308 K'e yükseltildiğinde adsorpsiyon veriminin de arttığı belirlenmiştir. Her iki adsorban ile atrazin adsorpsiyonunun Freundlich izoterm modeline uyduğu görülmüştür. Fotokatalitik bozundurma ile atrazin gideriminde en iyi sonuç, yağ fazı olarak oleik asit kullanılarak farklı türde TiO2 ve sitrik asit ile kararlı hale getirilen kompozit tanecikler kullanıldığında elde edilmiştir. Bu çalışmada kullanılan farklı türdeki TiO2'in atrazinin fotokatalitik bozundurulması üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı görülmüştür.Öğe Hydrogen and/or methane production from glycerol using catalytic gasification processes with activated carbon catalyts in supercritical water(Ege Üniversitesi, 2010) Üremek Cengiz, Nihal; Ballice, Levent; Yüksel, MithatBu çalısmada, saf ve ham gliserin çözeltilerinin kritik üstü suyla gazlastırılması yöntemiyle hidrojen ve/veya metan üretimi incelenmistir. Bu çalısmanın amacı maksimum hidrojen ve/veya metan elde etmek için en uygun reaksiyon kosullarının belirlenmesi ve gazlasma ürünlerini etkileyen faktörlerin incelenmesidir. Kullanılan hammadde türü, reaksiyon sıcaklıgı, katalizör türü, hammadde konsantrasyonu ve katalizör miktarı gibi degiskenler yardımıyla gaz üründe en yüksek hidrojen eldesi için en uygun reaksiyon kosullarını belirlemek amacıyla arastırmalar gerçeklestirilmistir. En uygun reaksiyon kosullarını belirlemek amacıyla, kritik üstü su gazlastırması yöntemiyle elde edilen ürünler farklı analiz teknikleri kullanılarak incelenmistir.;Kritik Üstü Su Gazlastırması, Gliserin, Enerji, Hidrojen, Metan.;Supercritical water gasification, biomass, energy, hydrogen, methane.Öğe İyon değiştirme ve membran proseslerle deniz suyundan bor giderilmesi(Ege Üniversitesi, 2006) Sarp, Sarper; Kabay, Nalan; Yüksel, Mithat[Abstract Not Available]Öğe Kömürden sıvılaştırma yolu ile sıvı yakıt ve kimyasal hammadde üretimi koşullarının incelenmesi(Ege Üniversitesi, 1993) Yüksel, Mithat; Sağlam, MehmetBu çalışmada Göynük-Himmetoğlu bitümlü şistlerinin H2 atmosferinde katalizörsüz ve katalizörlü olarak ekstraksiyon ile sıvılaştırabilme koşulları araştırılmıştır. Çalışmada kullanılan ekstraksiyon düzeneği, 300 atmosfer basınç altında 500oC sıcaklıkta çalışılabilecek şekilde tasarlanmış ve imal edilmiştir. 25 g (-100 mesh) bitümlü şist ile katalizörsüz yapılan denemelerde, toplam ekstrakt ve yağ verimleri üzerine önce çözücü/katı oranı, başlangıç soğuk H basıncı, reaksiyon süresi ve reaksiyon sıcaklığının etkisi incelenmiştir. Bu grup denemelerde en uygun reaksiyon koşullarının, çözücü/katı oranı 3, başlangıç soğuk H2 basıncı 5 MPa, reaksiyon süresi 60 dakika ve reaksiyon sıcaklığı 400oC olarak saptanmıştır. Bu koşullarda bitümlü şist yapısındaki organik maddenin % 89.07'si kazanılmış olup % 64.40 ekstrakt ve % 43.84 yağ verimine ulaşılmıştır. İkinci grup denemelerde ise toplam dönüşümü arttırabilmek ya da oluşan sıvı üründeki yağ fonksiyonunun miktarını ve kalitesini yükseltmek amacı ile hidrojenerasyonda pirit ve kırmızı çamur gibi doğal bileşikler ya da endüstriyel atıklar ile Ni-Mo ve Co-Mo gibi ticari veya laboratuarda hazırlanan bazı bifonksiyonel katalizörler denenmiştir. Pirit kullanımında özellikle düşük sıcaklıklarda dönüşümde ve ürünlerde yüksek değere; örneğin 350oC'de 1 g pirit kullanıldığında katalizörsüz denemeye göre toplam dönüşümde % 72, ekstrakt miktarında % 104, yağ veriminde de % 86 oranında artış sağlanarak sırası ile % 60.07, % 43.78 ve % 20.64 değerlerine ulaşılmıştır. Kırmızı çamur katalizör olarak kullanıldığında bir miktar katalitik etki gösterdiği, ancak içine bazı kükürtlü bileşikler ilave edildiğinde bu katalitik etkinin önemli ölçüde arttığı gözlenmiştir. Bu artışın ilave edilen kükürtlü bileşiğin cinsi ve miktarı ile reaksiyon sıcaklığına çok yakından bağımlı olduğu ortaya çıkmıştır. 350oC'de sadece kırmızı çamur ilave edildiğinde toplam dönüşüm % 39.90, ekstrakt miktarı % 27.50, yağ miktarı % 12.20 iken 1.5 kg KÇ+1.5 g S ilave edildiğinde toplam dönüşüm % 57.65'e, toplam ekstrakt % 41.56'ya yağ verimi ise % 21.08'e ulaşmıştır. 400oC sıcaklıkta da benzer şekilde artışlar gözlenmiştir. Gerek ticari ve gerekse laboratuarda hazırlanan Co-Mo ve Ni-Mo esaslı bazı biyofonksiyonel katalizörler ile 350oC ve 400oC reaksiyon sıcaklıklarında diğer koşullar değiştirilmeksizin denemeler yapıldığında katalizörsüz çalışmalara göre toplam dönüşüm de % 15-30 yağ veriminde de % 100'e varan artışlar gözlenmiştir. Tüm denemelerde elde edilen yağ fonksiyonlarının, buhar basıncı osmometresi ile ortalama molekül ağırlıkları tayin edilmiş ASTM D-2887'ye göre simüle edilmiş destilasyon eğrileri çıkarılmış ve kapiler gaz kromatografisi ile yapısında bulunan n-parafin miktarı ve bunların dağılımı incelenmiştir. Deneylerde elde edilen yağın ortalama molekül ağırlığına, en önemli etkiyi reaksiyon sıcaklığının yaptığı bulunmuş ve reaksiyon sıcaklığı arttıkça yağın ortalama molekül ağırlığında hızlı bir düşüş gözlenmiştir. Örneğin 250oC'de elde edilen yağın M'si 715 iken 500oC'de 250'ye düşmüştür. Katalizör kuralları durumunda ise yüksek oranda yağ oluşumu nedeni ile aynı sıcaklıktakilere göre daha yüksek M değerleri bulunmuştur. Yağ ürünlerinin yapısındaki saptanabilen bileşiklerin özellikle de n-parafinlerin, deneysel koşullara ve katalizör kullanımına göre oldukça değişken olduğu gözlenmiştir. En yüksek oranda n-parafin içeren yağ ürünü 400oC'de KÇ+S katalizörü ile elde edilmiş olup % 68'dir. Ayrıca ASTM D-2887'ye göre simüle edilmiş destilasyon eğrilerinde en büyük değişikliğin yine reaksiyon sıcaklığının değiştirilmesiyle meydana geldiği gözlenmiştir. Burada elde edilen yağlara ilişkin ASTM eğrilerinden, elde edilen yağların ham petrolden ağır, atmosferik kolon dip ürününden daha hafif olduğu ortaya çıkmıştır. Yine sıcaklık arttığında da yağın ham petrole benzerliğinin arttığı, 500oC'de elde edilen yağın ham petrole en yakın özelliğe sahip olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak bitümlü şistlerin ülkemiz 200'li yıllardaki petrol ihtiyacının karşılanabilmesinde önemli bir kaynak olabileceği bu alandaki çalışmaların devlet politikası olarak desteklenmesi ve hızla teknolojiye kaydırılması büyük önem taşımaktadır.Öğe Lignoselülozik yaş biyokütlelerden süperkritik su gazlaştırması ile hidrojen ve/veya metan üretiminin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2011) Sağlam, Mehmet; Yüksel, MithatBiomass, hydrogen, methane, supercritical gasification.;Biyokütle, hidrojen, metan, kritiküstü gazlastırma.;Temiz enerji kaynagı ve gelecegin yakıtı olarak kullanımı gündemde olan hidrojen çesitli geleneksel kaynaklardan farklı teknolojiler ile üretilebilmektedir. Günümüzde hidrojenin biyokütle gibi diger kaynaklardan yeni teknolojilerle üretimi üzerine yogun çalısmalar yapılmaktadır. Kritik üstü su gazlastırması (SCWG) ile yas biyokütlelerden hidrojen üretimi, otuz yılı askın süreden beri üzerinde durulan, yogun çabalar sarf edilen ve gelistirilmekte olan yeni bir yöntemdir. Hidrojen üretiminde degerlendirilebilecek olan ve yas biyokütle kapsamına giren en önemli potansiyel kaynak, fotosentez yolu ile sürekli olusan, büyük kısmı da degerlendirilemeyen, % 80' lerin üzerinde su içeren her türlü bitki, sebze ve meyve bakiye ve atıklarıdır. Lignoselülozik yapıdaki biyokütlenin organik kısmı, suyun kritik üstü basıncının (Pc= 22.1 MPa) üzerinde ve 400-700oC sıcaklıklarda kendi suyu ile reaksiyona girerek büyük ölçüde gaz ürünler, kısmen suda çözünen organikleri, çok az miktarda da katran ve koku olusturur. Gaz kısımda ana ürünler CO2, H2 ve CH4 olup CO ve C2-C4 hidrokarbonları az miktarda bulunur. Sulu çözeltide fenoller, karboksilli asitler, alkol, aldehit ve ketonlar ile furfuraller vardır. Maksimum dönüsüm ve yüksek H2 veya CH4 oranına sahip gaz verimine ulasmak, minimum katran ve kok olusumunu saglamak, basta biyokütle türü, reaksiyon sıcaklıgı ve kullanılan katalizör tipi olmak üzere diger reaksiyon parametrelerine baglıdır. Hidrojen üretimi amaçlandıgında alkali katalizörlerle ve 500-700oC reaksiyon sıcaklıgında, gaz yakıt olarak metan hedeflendiginde ise Ni, Ru gibi metal katalizörlerle 500oC'nin altındaki sıcaklıklarda çalısmak gerekmektedir. Bu projede; büyük bir potansiyel olan ve sürekli olusan tütün, pamuk, ayçiçegi, mısır sapları gibi lifimsi yapıdaki tarımsal bakiyeler, lahana, pırasa, karnabahar gibi yas sebze bakiyeleri ve sert yapıdaki fındık, ceviz, badem ve palamut kabukları gibi lignoselülozik yapıdaki biyokütlelerden SCWG ile hidrojen ya da metan üretilebilme imkanları arastırılacaktır.Öğe Membran iyon değiştirme hibrit prosesle jeotermal atık sulardan bor giderilmesi(Ege Üniversitesi, 2007) Yılmaz, İdil; Bryjak, Marek; Kabay, Nalan; Yüksel, MithatBu raporda, yalnizca iyon degistirme prosesi ve klasik aritim yöntemlerine göre bazi avantajlara sahip olan iyon degistirme-membran hibrit prosesi kullanilarak model bor çözeltisinden ve jeotermal sulardan bor giderimine iliskin sonuçlar sunulacaktir. Ilk olarak, iyon degistirici reçineler kullanilarak Kizildere jeotermal atik suyundan ve Balçova jeotermal suyundan bor giderimi için gerekli olan optimum reçine miktari saptanmistir. Daha sonra, bora seçimli iyon degistirici reçinelerin farkli tanecik boyutu araliklari kullanilarak Kizildere jeotermal atik suyundan, Balçova jeotermal suyundan ve model bor çözeltisinden bor giderimlerine iliskin kinetik performanslari karsilastirilmistir. Kinetik çalismalarda elde edilen sonuçlar, psödo birinci- ikinci mertebe kinetik modelleri ile difüzyon ve reaksiyon kinetik modelleri kullanilarak degerlendirilmistir. Son olarak, membran-iyon degistirme hibrit prosesinin bor giderimindeki kinetik performansi farkli membran modülleri kullanilarak incelenmistir.;Geothermal water, Boron removal, Membrane processes, Ion exchange, Chelating resin.;Jeotermal su, Bor giderimi, Membran prosesler, Iyon degistirme, Selatlayici reçine.Öğe Membran proseslerle jeotermal atık suların arıtılması(Ege Üniversitesi, 2006) Yılmaz, İdil; Bryjak, Marek; Kabay, Nalan; Yüksel, Mithat[Abstract Not Available]