Yazar "Ulusoy, Yusuf" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adult Onset Langerhans Cell Histiocytosis: A Single Center Experience(Cig Media Group, Lp, 2018) Ozcan, Mehmet Ali; Davulcu, Eren Arslan; Ulusoy, Yusuf; Demir, Derya; Kamer, Serra; Bulbul, Hale; Atilla, Dilan; Soyer, Nur Akad; Sahin, Fahri; Hekimgil, Mine; Saydam, GürayÖğe Allogeneic hematopoietic stem cell transplantation in adult aplastic anaemia patients: Promising treatment modality(Nature Publishing Group, 2019) Davulcu, Eren Arslan; Bulbul, Hale; Ulusoy, Yusuf; Soyer, Nur Akad; Karadag, Fatma Keklik; Arslan, Aysenur; Sahin, Fahri; Tobu, Mahmut; Saydam, Güray; Tombuloglu, Murat; Vural, FilizÖğe Castleman's Disease: The Experience Over 17 Years(Cig Media Group, Lp, 2018) Saydam, Güray; Atilla, Fatos Dilan; Demir, Derya; Bulbul, Hale; Davulcu, Eren Arslan; Ulusoy, Yusuf; Hekimgil, Mine; Ozsan, Nazan; Sahin, FahriÖğe Clinical Features and Outcomes of Solitary Plasmacytomas: Single-Center Experience from Turkey(Cig Media Group, Lp, 2018) Saydam, Güray; Ulusoy, Yusuf; Davulcu, Eren Arslan; Soyer, Nur; Kamer, Emine Serra; Ozsan, Nazan; Hekimgil, Mine; Sahin, FahriÖğe Clinicopathological characteristics, genetics and prognosis of patients with myeloid sarcoma: a single-center study(Bmj Publishing Group, 2022) Demir, Derya; Hekimgi, Mine; Karaca, Emin; Ulusoy, Yusuf; Ozdemir, Hamiyet Hekimci; Saydam, Guray; Durmaz, BurakAim Myeloid sarcoma (MS) is a rare tumour comprising myeloid blasts occurring at an anatomical site other than the bone marrow. We sought to investigate both paediatric and adult patients with MS diagnosed at our institution and determine possible correlations among their clinicopathological, phenotypic, molecular and prognostic features. Methods This study retrospectively evaluated the data of 45 patients diagnosed with MS at Ege University Faculty of Medicine Hospital, Turkey, over a 17-year period. Results The male-to-female ratio was 1.5:1, and the median age was 39.12 years. The most commonly involved sites were the skin, lymph nodes, soft tissues and bone. Immunohistochemically, CD68-KP1 was the most commonly expressed marker, followed by CD33, myeloperoxidase, CD117, lysozyme, CD68-PGM1 and CD34. Of the patients, 26 (57.7%) presented with de novo MS, 7 (15.5%) had simultaneous acute myeloid leukaemia and 12 (26.8%) had a previous history of haematological disorders. Kaplan-Meier survival analysis revealed that the 2-year and 5-year overall survival (OS) rates were 46.4% and 39.8%, respectively; the median OS duration was 11 months. Increasing age had a negative prognostic relationship with survival (p = 0.04). Chromosomal abnormalities were detected in approximately 6/10 (60%) of paediatric patients and 6/9 (66.7%) of adult patients. t(8;21)(q22;q22) translocation was identified in 20% of paediatric patients. Conclusions MS diagnosis is usually challenging; an expanded immunohistochemical panel should be used for an accurate diagnosis. Although MS generally has a poor prognosis, increasing age appears to be associated with a worse outcome.Öğe Ege Üniversitesi Hastanesi veri tabanında kayıtlı erişkin Hodgkin lenfoma olgularının epidemiyolojik ve genel sağ kalım özelliklerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi(2020) Demir, Derya; Hekimgil, Mine; Demir, Emre; Bülbül, Hale; Ulusoy, Yusuf; Soyer, Nur Akad; Özsan, NazanAmaç: Hodgkin lenfoma (HL) sıklığı ve mortalite oranları tüm dünyada değişkenlik göstermektedir. Bu çalışmada, HL olgularının epidemiyolojik ve genel sağ kalım analizlerinin, global sonuçlarla karşılaştırılarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi veri tabanına kayıtlı, 1992-2017 yıllarında HL tanısı alan 972 erişkin olgu retrospektif olarak değerlendirilmiş, CANREG-4 ile kaydedilen veriler SPSS’e aktarılmıştır. Bulgular: Olguların %59,9’u erkek olup, ortalama tanı yaşı 41,8 ve medyan tanı yaşı 39 idi. Olguların %94,4’ü klasik Hodgkin lenfoma (KHL) tanısı aldı. Alt tiplerine baktığımızda %42,1 nodüler sklerozan (NS)-KHL, %31,0 mikst sellüler (MS)-KHL, %5,2 lenfositten zengin (LZ)-KHL, %2,9 lenfositten fakir (LF)-KHL olarak değerlendirildi. Erkeklerde kadınlara göre anlamlı yüksekti. Noduler lenfosit predominant HL olgularının tamamı EBV negatif iken; KHL olgularının %52,7’si pozitifti (p<0,0001). Ayrıca %59 lokalize, %16,4 bölgesel, %24,7 yaygın hastalık oluşturmaktaydı. Sağ kalım analizleri bilinen 971 olgunun sağkalımı 1 yıllık %92, 5 yılllık %81, 10 yıllık %70, 15 yıllık %62, 25 yıllık %43 idi. Kemik iliği lokalizasyonundan tanı alan olguların sağ kalımının kısa olduğu saptandı (p<0,0001). Sonuç: HL, en sık görülen ikinci lenfoma tipi olup, erkeklerde kadınlara göre daha sık karşımıza çıkmaktadır. NSKHL en sık görülen alt tip olmakla birlikte, gelişmiş ülkelere göre biraz daha az görüldüğü, MSKHL ve LFKHL alt tiplerinin ise daha ön plana çıktığı dikkatimizi çekmektedir. Ayrıca olgularımızda EBV görülme oranları, gelişmiş ülkelere kıyaslandığında fazla olup, Asya ve Latin Amerika’ya göre daha düşüktür. Erkeklerde, kemik iliği tutulumu olanlarda ve yaygın hastalık oluşturanlarda sağ kalım daha kısa bulunmuştur. Prognostik açıdan, cinsiyet ve hastalık evresi bizim çalışmamızda da öne çıkan önemli parametreler arasında saptanmıştır.Öğe HHV-8-Related Three Malignancies in an Immunocompetent Patient: Kaposi Sarcoma, Multisentric Castleman Disease and Primary Effusion Lymphoma(2019) Davulcu, Eren Arslan; Ulusoy, Yusuf; Bülbül, Hale; Demir, Derya; Hekimgil, Mine; Töbü, MahmutHHV-8 is associated with Kaposi sarcoma, multicentric Castleman disease and primary effusion lymphoma mostly in immunocompromised patients. in this report, we describe a female patient without any immunosuppressive state, encountering those three malignancies throughout her lifetime. A-69-year-old female patient was diagnosed with Kaposi sarcoma in 2009 and multicentric Castleman disease in 2011. She received several chemotherapy regimens during 4 years and stayed in remission during following 5 years. Then, she was diagnosed with primary effusion lymphoma, extracavitary/solitary variant on excisional biopsy of her cervical lymphadenopathy. Despite having 5 different lines of chemotherapy protocols, including autologous stem cell transplantation, and systemic cidofovir treatment, she died because of progressive disease. HHV-8 associated malignancies are not prevalent in immunocompetent patients. Our patient, who has suffered from all three malignancies related to HHV-8, is the only HIV negative patient in the literature with primary effusion lymphoma, extracavitary/solitary variant.Öğe Outcomes of haploidentical transplantation: A single-center experience from Turkey(Nature Publishing Group, 2019) Ulusoy, Yusuf; Bulbul, Hale; Davulcu, Eren Arslan; Karadag, Fatma Keklik; Arslan, Aysenur; Soyer, Nur; Saydam, Güray; Tobu, Mahmut; Tombuloglu, Murat; Sahin, Fahri; Vural, FilizÖğe PRALATREXATE IN PATIENTS WITH RELAPSED OR REFRACTORY PERIPHERAL T-CELL LYMPHOMA; REPORT ON THREE PATIENTS(Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2017) Tezel, Pinar; Bulbul, Hale; Koseoglu, Fatos Dilan; Davulcu, Eren Arslan; Ulusoy, Yusuf; Soyer, Nur Akad; Sahin, Fahri; Tombuloglu, Murat; Saydam, GürayÖğe REPORT ON THREE PATIENTS WITH BLASTIC PLASMACYTOID DENDRITIC CELL NEOPLASM(Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2017) Acik, Seyma; Bulbul, Hale; Ulusoy, Yusuf; Hekimgil, Mine; Ozsan, Nazan; Tobu, MahmutÖğe Solid Organ Transplantasyonu Sonrası Post-Transplant Lenfoproliferatif Hastalıklar: Tek Merkez Deneyimi(2019) Davulcu, Eren Arslan; Bülbül, Hale; Ulusoy, Yusuf; Soyer, Nur Akad; Demir, Derya; Özsan, Nazan; Şahin, FahriAmaç: Kliniğimizde solid organ transplantasyonu sonrası post-transplant lenfoproliferatif hastalık tanısı almış hastaların klinik bulgularını, laboratuar özelliklerini, genel ve progesyonsuz sağ kalımlarını değerlendirmeyi amaçladık. Yöntemler: Ocak 2000- Aralık 2018 yılları arasında solid organ transplantasynu sonrası post-transplant lenfoproliferatif hastalık tanısı alan hastalar retrospektif olarak incelendi. Hastaların cinsiyeti, transplantasyon oldukları yaş, lenfoproliferatif hastalık tanı yaşı, transplantasyon sonrası lenfoproliferatif hastalık tanısına kadar geçen süre, lenfoproliferatif hastalık için klinik prezentasyonları, tümör karakteristikleri, tanı anındaki laktat dehidrogenaz düzeyleri, immunsupresif tedavileri, lenfoproliferatif hastalık için aldıkları tedaviler ve bu tedavilere yanıtları, toplam ve olaysız sağ kalım değerlendirildi. Bulgular: on hastaya post-transplant lenfoproliferatif hastalık tanısı konmuştur. Hastaların 8’i böbrek, 2’si karaciğer transplantasyonu sonrası lenfoproliferatif hastalık tanısı almışlardır. 8 hastaya diffüz büyük B hücreli lenfoma, 2 hastaya toplam 3 kere Hodgkin lenfoma (1 hasta nüks etmiştir) tanısı konmuştur. 5 yıllık sağ kalım %90±9 ve olaysız sağ kalım 150,76±13,28 ay bulunmuştur. Sonuç: Erken dönemde septik nedenlerle kaybedilen bir hasta dışındaki hastalar hayatta ve remisyondadır. Çalışmamızın 5 yıllık sağ kalım oranının literatürde bildirilen birçok çalışmadan daha uzun olması tedavi başarısını göstermektedir.Öğe SUCCESSFUL ALLOGENEIC STEM CELL TRANSPLANTATION IN A PATIENT WITH IBRUTINIB REFRACTORY CHRONIC LYMPHOCYTIC LEUKEMIA(Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2017) Acar, Caner; Koseoglu, Fatos Dilan; Ulusoy, Yusuf; Sahin, Fahri; Saydam, GürayÖğe Successful treatment of patients with acute myeloid leukemia and Myelodysplastic Syndrome by decitabine(Kuwait Medical Assoc, 2022) Bulbul, Hale; Davulcu, Eren A.; Atilla, Fatos D.; Ulusoy, Yusuf; Soyer, Nur; Saydam, GurayObjectives: The goal of this study was to identify the safety and efficacy of decitabine. Design: Retrospective study Setting: Department of Hematology, Ege University Faculty of Medicine Subjects: Data of patients with myelodysplastic syndrome (MDS) and acute myeloid leukemia (AML) who were treated with decitabine were evaluated retrospectively. Intervention(s): Decitabine was administered 20 mg/m(2) by intravenous infusion daily for five consecutive days every four weeks. The primary end point was overall response rate (ORR). Survival, overall improvement rate (OIR), hematologic improvement (HI) and drug toxicity were analyzed. Main outcome measure(s): Overall survival (OS), progression-free survival (PFS), ORR and hematologic adverse event for both AML and MDS, OIR including HI for MDS. Results: Twenty-five MDS and thirteen AML patients were enrolled. In MDS group, median OS and PFS were 21 months and 14 months, respectively. The ORR was 48% and OIR was 60%, which included 12% HI. Seventy-two of the patients experienced stable disease or better. For AML, ORR was 46.2%, and median OS and PFS data were not reached as 76% (n=10) of patients are still alive, and 38% (n=5) of patients are still receiving treatment. At one year, OS and PFS were 61.4% and 77.8%, respectively. Conclusion: Decitabine is effective and safe with acceptable toxicity in intermediate and high-risk MDS patients and elderly patients with AML.Öğe Successful Treatment of Patients with AML and MDS by Decitabine: Single Centre Experience(Cig Media Group, Lp, 2018) Bulbul, Hale; Davulcu, Eren Arslan; Atilla, Fatos Dilan; Ulusoy, Yusuf; Soyer, Nur Akad; Sahin, Fahri; Tombuloglu, Murat; Vural, Filiz; Saydam, GürayÖğe Survival outcomes of unrelated donor source: A small retrospective study(Nature Publishing Group, 2019) Karadag, Fatma Keklik; Bulbul, Hale; Soyer, Nur Akad; Davulcu, Eren Arslan; Arslan, Aysenur; Ulusoy, Yusuf; Tobu, Mahmut; Tombuloglu, Murat; Sahin, Fahri; Saydam, Güray; Vural, Filiz