Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Karayaman, Mehmet" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Basında Türk-Yunan siyasi ilişkileri: (1952-1959)
    (Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998) Karayaman, Mehmet; Özgiray, Ahmet
    1952-1959 yılları arasında Türkiye ve Yunanistan arasındaki siyasi ilişkilerin incelendiği çalışmada, Zafer, Ulus ve Cumhuriyet Gazeteleri'nde yer alan haber ve yorumlar esas alınmıştır.Gazetelerin dışında döneme ait yazılı hatıratlardan da faydalanılmıştır. Tez, giriş bölümün dışında beş bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde, II. Dünya Savaşı'ndan sonra iki ülke arasındaki yakınlaşma üzerinde durulmuştur.NATO'ya 1952 yılında dahil olan Türkiye ve Yunanistan arasında ilişkiler ve 1952-1953 yıllarında iki ülke arasında gerçekleşen üst düzey ziyaretler hakkında bilgi verilmektedir. İkinci bölümde, Balkanlar'da işbirliğini artırmak amacıyla kurulan Balkan Paktı hakkında bilgi verilmektedir. Yugoslavya, Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan Balkan Paktı'nın kuruluş amacı ve üye devletlerin Pakt'dan beklentileri anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde, Türkiye ile Yunanistan arasında gerginliğe neden olan Kıbrıs sorunu üzerinde durulmaktadır.Kıbrıs Adası hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra Kıbrıs sorununun ortaya çıkışı anlatılmaktadır.Yunanistan'ın Kıbrıs Adası'nı ilhak etme çabaları, İngiltere'nin ve Türkiye'nin tutumları anlatılmaktadır.Kıbrıs konusunu çözüme kavuşturmak amacıyla düzenlenen Londra Konferansı hakkında bilgi verilmektedir.Bu Konferans sırasında Türkiye'de İstanbul, İzmir ve Ankara'da Rum vatandaşlarına yönelik olarak çıkan olaylar üzerinde durulmuştur.1956-1958 yılları arasında Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin Kıbrıs sorununda izlediği politikalara yer verilmiştir. Dördüncü bölümde, Kıbrıs Sorununda varılan uzlaşma sonunda imzalanan Zürih ve Londra Andlaşmaları hakkında bilgi verilmektedir. Yine bu bölümde Yunan Başbakanı Karamanlis'in 1959 yılında Türkiye'ye yaptığı ziyaret üzerinde durulmaktadır. Beşinci bölümde ise 1952-1959 yılları arasında iki ülke arasındaki Ticari ve Kültürel ilişkiler üzerinde durulmuştur.1952 yılında iki ülke arasında mutabakat sağlanan ancak yürürlüğe girmeyen Balık Avı Andlaşması ve Batı Trakya'da yaşayan Türk Azınlığın durumu hakkında bilgi verilmektedir. Ek kısmında ise, incelenen dönemde iki ülke arasında imzalanan andlaşmaların metinleri yer almaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İzmir'de sağlık
    (Ege Üniversitesi, 2005) Karayaman, Mehmet; Özgiray, Ahmet
    İzmir şehri, coğrafi konumu nedeniyle Anadoluʼda her dönem önemli bir liman şehri olmuştur. Anadoluʼnun Batıya açılan kapısı durumunda olan İzmir Limanı, şehirde sık sık salgın hastalıkların yaşanmasına yol açmıştır. Salgın hastalıkların sık görülmesinin baş faktörü olan liman, şehrin dış etkilere açık olmasını, ticari öneminin artmasına paralel olarak nüfusunun hızla çoğalmasını, artan nüfusun büyük bir kısmının sağlıksız beslenme ve sağlıksız barınma koşullarını da beraberinde getirmiştir . Osmanlı Devleti, salgın hastalıklar yüzünden artan insan kaybını önlemeye yönelik olarak başta İstanbul, İzmir ve Beyrut gibi büyük şehirler olmak üzere, salgın hastalıkları önlemek için, XIX. yüzyıldan itibaren Batıdakine benzer merkezi ve yerel sağlık örgütlenmeleri kurmaya başlamıştır. İstanbulʼda kurulan Karantina İdaresini, taşralarda kurulan Sıhhiye Müfettişliği, Belediye ve Hükümet Tabiplikleri, Sıhhiye Komisyonları ve Sıhhiye Müdürlükleri izlemiştir. Osmanlı Devleti öncelikle, kurmuş olduğu sağlık örgütleri vasıtasıyla İstanbul, İzmir ve Beyrut gibi Batıya açık şehirlerinin altyapı sorunlarını çözmeye önem vermiştir. Ancak, XX. Yüzyılın ilk çeyreğinde (1919-1922) yaşanan Yunan işgali ve sonrasında çıkan yangın, İzmir şehrinin mevcut altyapısını tahrip etmiştir. Cumhuriyet İdaresinin kurulmasıyla birlikte İzmir, sahip olduğu coğrafi konum sebebiyle alt yapısının yeniden yapılanmasında hükümetlerin öncelik vermesi, vali ve belediye başkanlarının gayretli çalışmaları ile kısa sürede, sağlıklı içme suyunun temini, kanalizasyon sistemin inşası, mezbahanenin yenilenmesi gibi konularda önemli adımlar atılmış ve salgın hastalıklara yol açan bataklıkların büyük bir kısmı kurutulmuştur. Salgın hastalıklarla mücadele etmek amacıyla, İzmir Veremle Mücadele Cemiyeti, Karantina, Sahil Sıhhiye İdaresi ve Sıhhat Müzesi açılmıştır. Ayrıca şehirde faaliyet gösteren Darülaceze (Kimsesizler Yurdu), Hilal-i Ahmer (Kızılay), Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme) Cemiyetleri, Sağır, Dilsiz ve Körler Mektebi gibi hayır kurumları ve bu kurumlara ait dispanserler de halk sağlığına büyük katkı sağlamıştır. İzmir tarihî süreç içerisinde, farklı din ve milletten insanların birlikte yaşadıkları bir şehir olmuştur. İstanbulʼdan sonra en çok hastahaneye sahip olan İzmir şehrinde, faklı din ve milletlere mensup insanlara ait hastahaneler de açılmıştır. Bunlar arasında yer alan Rum, İngiliz, Ermeni, İskoç, Hollanda Hastahaneleri, 1922 yılında çıkan yangından sonra faaliyetlerine son vermişlerdir. Fransız, Musevi Hastahaneleri ile Katoliklere ait olan Saint Antoine Hastahanesi ise faaliyetlerine Cumhuriyet Döneminde de devam etmiştir. Türklere ait hastahanelerin başında ise Gurebayı Müslimin (daha sonra Memleket/Devlet Hastahanesi adını almıştır) Hastahanesi, Emraz-ı Zühreviye (Eşrefpaşa Hastahanesi) Hastahanesi ve Askeri Hastahane gelmektedir. İzmir şehri, İstanbulʼdan sonra, en fazla eczane ve doktora sahip şehir olmuştur. Osmanlı Devleti döneminde İzmirʼdeki eczacı ve doktorların büyük bir kısmı gayrimüslimlerden oluşurken, Cumhuriyet Döneminde ise Türklerin sayıları hızla artmıştır. ilaç ve kolonya imalatının da yapıldığı eczaneler, aynı zamanda doktorların hasta muayene ettiği yerler de olmuştur. İzmir, Etibba Cemiyeti (Tabipler Cemiyeti), Eczacılar Cemiyeti gibi meslekî örgütlenmelerde öncülük yapmış bir şehirdir. Sahip olduğu ihtisas hastahaneleriyle Ege Bölgesinin çekim merkezi olmuş ve halen de bu özelliğini korumaktadır.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim