Yazar "Dedeoğlu, Fulya" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ekşi Höyük 2015-2019: Yukarı Menderes Havzası’nın Neolitik Dönemine İlişkin İlk Sonuçlar ve Gözlemler(2019) Dedeoğlu, Fulya; Temür, Bora; Konakçı, Erim; Ozan, AliYukarı Menderes Havzası’nda bölgenin prehistorik dönem yerleşim modellerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen sistematik yüzey araştırmasının sonuçları temelinde başlatılan Ekşi Höyük Kazı Projesi, havzanın Neolitikleşme sürecine ilişkin stratigrafik bilgi elde etmeyi hedeflemesinin yanı sıra yerleşimi oluşturan topluluklarının örgütlenme biçimi, buna yönelik geliştirdikleri geçim stratejisi ve alan kullanımını araştırmaktadır. 2015-2019 yılı çalışmaları itibariyle 7 yapı katı tespit edilmiş olan yerleşimin henüz kurulum tabakasına ait verilere ulaşılamamıştır. Bugüne kadar gerçekleştirilen kazılar, yerleşimdeki iskanın MÖ 7. binyılın ilk çeyreğinde başladığını ve bu dönem yerleşiminin MÖ 6750-6600 yıllarına tarihlenen “kırmızı kireç tabanlı dörtgen yapılar” ile tanımlanabileceğini göstermektedir. Bu tabakayı “apsidal yapılar”ın karakterize ettiği MÖ 6400-6000 yıllarına tarihlenen tabakalar takip etmektedir. Nispeten tahrip olsa da iskanın MÖ 5500 sürecine kadar devam ettiği, bu sürecin ardından MS. 10-11.yy’da yerleşim mezarlık alanı olarak kullanılana dek terk edildiği tespit edilmiştir. Bu makale, Ekşi Höyük Arkeolojik Kazı Projesi’nin 2015-2019 kazı sezonlarından elde edilen ilk arkeolojik sonuçlarını kapsamakta olup, ağırlıklı olarak yerleşimin tabakalanması, mimarisi ve materyal kültürüne ilişkin verileri içermektedir.Öğe Ekşi Höyük 2015-2019: Yukarı Menderes Havzası’nın Neolitik Dönemine İlişkin İlk Sonuçlar ve Gözlemler(2019) Dedeoğlu, Fulya; Temür, Bora; Konakçı, Erim; Ozan, AliYukarı Menderes Havzası’nda bölgenin prehistorik dönem yerleşim modellerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen sistematik yüzey araştırmasının sonuçları temelinde başlatılan Ekşi Höyük Kazı Projesi, havzanın Neolitikleşme sürecine ilişkin stratigrafik bilgi elde etmeyi hedeflemesinin yanı sıra yerleşimi oluşturan topluluklarının örgütlenme biçimi, buna yönelik geliştirdikleri geçim stratejisi ve alan kullanımını araştırmaktadır. 2015-2019 yılı çalışmaları itibariyle 7 yapı katı tespit edilmiş olan yerleşimin henüz kurulum tabakasına ait verilere ulaşılamamıştır. Bugüne kadar gerçekleştirilen kazılar, yerleşimdeki iskanın MÖ 7. binyılın ilk çeyreğinde başladığını ve bu dönem yerleşiminin MÖ 6750-6600 yıllarına tarihlenen “kırmızı kireç tabanlı dörtgen yapılar” ile tanımlanabileceğini göstermektedir. Bu tabakayı “apsidal yapılar”ın karakterize ettiği MÖ 6400-6000 yıllarına tarihlenen tabakalar takip etmektedir. Nispeten tahrip olsa da iskanın MÖ 5500 sürecine kadar devam ettiği, bu sürecin ardından MS. 10-11.yy’da yerleşim mezarlık alanı olarak kullanılana dek terk edildiği tespit edilmiştir. Bu makale, Ekşi Höyük Arkeolojik Kazı Projesi’nin 2015-2019 kazı sezonlarından elde edilen ilk arkeolojik sonuçlarını kapsamakta olup, ağırlıklı olarak yerleşimin tabakalanması, mimarisi ve materyal kültürüne ilişkin verileri içermektedir.Öğe Hitit Krallık Dönemi Kuzey Suriye yayılım politikası(Ege Üniversitesi, 2003) Dedeoğlu, Fulya; Abay, EşrefÖZET M.Ö. 3. bin yılm gelişmiş beyliklerden oluşan yapısını, merkezileştirme gayesi, ilk olarak, Anadolu'nun en büyük uygarlıklardan biri olan Hititler tarafindan gerçeldeştirilmeye çalışılmıştır. Özellikle Hitit Devleti'nin henüz kuruluş aşamasını tamamlamadığı, Krallık Dönemi süreci içinde, büyük devlet olma yolunda atılan adımlar, bir anlama otoriteyi tek merkezde toplayabilmek içindi. Bu hedefle Hititler, yayılım için batı ve güney bölgeleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Özellikle Suriye, hem siyasi hem de ekonomik nedenlerden ötürü, Hitit Devleti için daima ilgi odağı olmuştur. Hitit Devletinin krallık dönemi içinde Suriye politikasının Telipinu öncesi ve sonrası olmak üzere iki farklı kısımda incelenmesi gereklidir. Telipinu' dan önceki süreçte, Kuzey Suriye' ye yayılımda Hititliler'in oldukça aktif bir rol üstlendiği görülmektedir. Bu dönem içerisinde Kuzey Suriye'ye uygulanan başlıca siyasi stratejinin, düzenli sefer yapmak olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum Hititliler'in Suriye içindeki topraklarda, yazılı kanıtlardan da anlaşıldığı gibi, kültürlerini empoze edecek kadar uzun süreli kalmadıklarım göstermektedir. Kültürel olarak yayılım ancak daha sonraki dönemde, Hitit İmparatorluk Dönemi içerisinde gerçekleştirilebilmiştir. Bu durumda, Hitit Devleti'nin Kuzey Suriye yayılımının biri Krallık döneminde diğeri İmparatorluk Dönemi, içinde olmak üzere iki aşamada geçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Krallık döneminde görülen ilk aşama, toprakların aynı tutulup siyasal olarak genişleme aşamasıdır. İmparatorluk Döneminde görülen aşama ise, toprakların büyütülüp, hem siyasi hem de buna bağlı olarak kültürel olarak genişleme aşamasıdır. Budurumda artık Hitit devleti, sefer yaptığı tüm bölgeleri tamamen kendi topraklarına katar ve bu bölgeleri kontrol altında bulundurmak için gerekli alt yapıyı, yani askeri ve ekonomik gücü sağlayabilecek düzeydedir. Bu düzeye ise ancak İmparatorluk JLVVSU.V1XU. ULU.W UlÜ^AJ.U4SllJULli.ı£UJ.Öğe Neolitik Çağdan Erken Tunç Çağ sonuna kadar Yukarı Menderes Havzası: Kültürel, sosyal ve ekonomik süreç(Ege Üniversitesi, 2010) Dedeoğlu, Fulya; Abay, EşrefTez çalışması, Yukarı Menderes Havzası'nda Neolitik Çağdan Erken Tunç Çağ sonuna kadarki süreci materyal kültür ile yerleşim sistemleri açısından detaylı bir biçimde incelemek ve bu araştırmadan elde edilen verileri Batı Anadolu'da bugüne kadar yürütülen arkeolojik çalışmalar sonucu elde edilmiş prehistorik ve tarihsel veriler ile karşılaştırma esasına dayanmaktadır. ?Bölgesel Arkeolojik Çalışmalar?ın, Batı Anadolu prehistoryasındaki kültürlerin içsel değişimlerinin ve dönüşümlerinin açıklanmasında etkili olacağı düşüncemiz tezin yöntemsel bakış açısının temelini oluşturmuştur. Bu bağlamda Yukarı Menderes Havzası'nın araştırma alanı olarak seçilmesi, burasının Neolitik Çağdan Klasik Çağlara değin kesintisiz olarak iskân edilmesi ve elverişli coğrafi koşullara sahip olması nedeniyle bölgesel arkeolojik çalışmalar için uygun olmasına bağlıdır.Neolitik Çağdan Erken Tunç Çağ sonuna kadar Yukarı Menderes Havzası'nın sosyal, ekonomik, kültürel gelişim ve dönüşüm süreçleri açısından irdelenmesi ve bu değerlendirmenin yapılması için bölgesel yerleşim analizi yöntemlerinin kullanılması bölge arkeolojisi için yeni bir girişimi temsil etmektedir. Araştırma bölgesinin Batı Anadolu'da kültürel anlamda homojen ve coğrafi olarak da sınırları belli olmasından ötürü bütüncül şekilde değerlendirilebilecek bir alan olması, bu tarz analizlerin uygulanabilirliğinin test edilebilmesi yönünden araştırma bölgesinin kendisini de özgün kılmaktadırÖğe Urartu kalelerinin mekansal kullanım planlaması ve inşa uygulaması(Ege Üniversitesi, 2004) Dedeoğlu, Fulya; Çilingiroğlu, AltanUrartu Krallığı Demirçağ'da Yakındoğunun en önemli siyasi güçlerinden biridir. Urartu Krallığı döneminde yüzlerce Doğu Anadolu'da, Batı İtan'da ve TransKafkasya'da yüzlerce kale inşa edilmiştir. Bununla bugüne kadar yapılan araştırmalar söz konusu kalelerin mimari özellikleri ve fonksiyonlarının ne olduğu konusunda yapılmaktan öteye gitmemiştir. Bu projede söz konusu kalelerin nasıl inşa edildiğini, inşa aşamalarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Buna gore kalelerin inşa aşamaları saptanılmaya çalışılmıştır: 1- Bunlardan ilki kesin yerinin saptanması için de bazı kriterler göz önüne alınmış olmalıdır: 5- Yüksek ve etraftaki alana hakim bir konumda yer alması. Bu konum Urartu Kaleleri için genellikle bir anakayanın üzeri olarak tercih edilir. 6- Dışkent için de gerekli alan da özellikle Kale-Kentler için göz önünde tutulması gereken kriterler arasında olmuş olmalıdır. 7- Kalenin kurulacağı alanın yakınına su kaynağının yer alması. Hem kalenin yapımı sırasında hem de sonrası için yakın bir konumda bir su kaynağının olması önemli unsurlardan birini oluşturmuş olmalıdır. 8- Ekolojik çevre de kuşkusuz birebir olmasa da ağaç, taş gibi kaynakların kolayca, zahmetsiz biçimde sağlanabileceği ormanlar ya da taş ocakları vs. kurulacak kalenin yerinin seçimini cazip hale getiren unsurlardan birini oluşturmuş olmalıdır. 2-Sonraki aşama kale yapımı için seçilen ana kayanın hazılrlanması ve bazı yerlerinin işlenmesi gerçekleştirilmiş olmalıdır. 3-Kalenin seçileceği alanın seçilip bazı planlamaların yapım aşamasını takiben kalenin yapı elemanlarının taş ocaklarından ve ormanlardan getirilmesi ve işlenmesi takip etmiş olmalıdır. 4-Bunun yanısıra Urartu sur duvarlarında taş temelin üzerine kerpiç beden inşa edilmektedir. Sonraki aşama olarak sur ve kalenin içinde inşa edilen yapıların duvarları için kerpiç dökme çalışmaları yapılmış olmalıdır. 5-Sonraki aşama, kale içindeki mekanların inşa edilmesidir. 6- Kale içerisindeki mekanların detayları ve süsleme çalışmaları en son aşamayı oluşturmaktadır.