Ege Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Ege, Ege Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Orta Ege Denizi'nde yayılım gösteren istilacı türlerin farklı balıkçılık yöntemleri ile izlenmesi
(Ege Üniversitesi, 2024) Ulaş, Ali; Tosunoğlu, Zafer; Kaykaç, M. Hakan; Alasağ, Merve
Bu çalışma Kasım 2021-Eylül 2023 tarihleri arasında Orta Ege Denizi'nde yer alan Kuşadası, Foça, Çeşme, Gümüldür kıyılarında yürütülmüştür. Farklı avcılık yöntemleriyle farklı zemin ve su sütununda bulunan istilacı türler tespit edilmeye çalışılmıştır. Av araçları içerisinde av kompozisyonunda istilacı türlerin tespit edilebilmesi için demersal türler için trol ağı, pelajik türler için gırgır ağı, kıyıdaki türler için de uzatma ağı kullanılmıştır. Toplamda tüm av araçlarında 66 adet balık türü yakalanmıştır. Gırgır ağlarıyla yapılan 8 av operasyonunda 34 tür tespit edilmiş olup istilacı türe rastlanmamıştır. Trol ağları ile yapılan toplam 65 av operasyonunda 40 balık türüne rastlanmış ancak istilacı türe rastlanmamıştır. Uzatma ağlarıyla yapılan 4 av operasyonu sonucunda 22 türe ait balık yakalanmış olup bu türlerden Sokar (Siganus luridus), Lokum (Saurida lessepsianus) türleri istilacı tür olarak av kompozisyonunda tespit edilmiştir. Son yıllarda suyun fizikokimyasal parametrelerindeki hızlı değişimler, istilacı türlerin bazen hızlı bazen ise yavaş yayılım göstermesine neden olarak gösterilmektedir. Bu tür çalışmaların uzun süreçlerde devam etmesi yayılımın hızı ve yönü konusunda daha sağlıklı bir öngörü sağlayabilecektir. Ayrıca uygulandığı bölge ve derinlik açısından, uzatma ağlarının istilacı tür tespitinde daha etkin olabileceği kanısına varılmıştır.
Ege Bölgesi'nde yayılış gösteren Galanthus elwesii ve Endemik Galanthus trojanus endofitlerinin izolasyonu, tanımlanması ve asetilkolinesteraz inhibisyon aktivitelerinin araştırılması
(Ege Üniversitesi, 2024) Çalışkan, Sennur; Gökfiliz Yıldız, Pelin
Proje kapsamında Ege bölgesinden G. elwesii, Marmara bölgesinden G. trojanus bitkileri toplanarak yüzey sterilizasyonu yapılmış ve bitkilerin iç dokularından kesitler alınarak endofit izolasyonu gerçekleştirilmiştir. İzolasyon sonucu, 10 adet bakteri ve 6 adet fungus izolatı tanımlanmıştır. Fermentasyon amacıyla, funguslar 10 gün bakteriler ise 5 gün süreyle 27°C, 150 rpm’de inkübe edilmiştir. Fermentasyonu yapılan endofitlerin, alkaloid metabolitlerinin ekstraksiyonunda sıvı-sıvı ekstraksiyon yöntemi kullanılmıştır. Ekstraksiyon işlemi hem biyokütleden hem süpernatantlardan gerçekleştirilmiştir. Ekstraktların asetilkolinesteraz inhibisyon aktiviteleri Ellman’s yöntemi ile taranmıştır. Pozitif kontrol olarak galantaminin kullanıldığı spektrofotometrik aktivite tayininde, endemik G. trojanus’tan izole edilen F27 kodlu fungus izolatında yaklaşık %70’lik bir inhibisyon aktivitesi tespit edilmiştir. İTK analizinde Dragendorff’s reaktifi ile muamale edilen plakada tespit edilen turuncu spot ekstraktın alkolid sınıfı bir bileşiğe sahip olduğunu göstermiştir. Çalışma kapsamında ülkemizde yetişen G. elwesii ve endemik G. trojanus türlerinin endofitik mikroorganizma çeşitliliği ilk defa belirlenmiştir. Ayrıca ülkemize endemik bir bitkiden izole edilen F27 kodlu endofitik fungusun asetilkolin esteraz inhibisyon aktivitesine sahip olduğu tespit edilmiştir. Yapılması planlanan ileriki saflaştırma çalışmaları ile potansiyel yeni metabolitlerin keşfedilmesi açısından umut vadetmektedir.
Derin ötektik çözücü kullanılarak ekstrakte edilen deniz çayırı atıklarından biyojenik nanopartikül sentezi ve bu nanopartiküllerin karakterizasyonu-potansiyel uygulamalarının araştırılması
(Ege Üniversitesi, 2024) Elibol, Murat; İnami Ayşegül
Metal nanopartiküllerin geleneksel yaklaşımlarla yapılan üretimlerinde kullanılan sistemler genellikle yüksek enerji girdili, yüksek maliyetli süreçlerdir. Ayrıca bu süreçler çevre dostu olmayan zararlı kimyasalların kullanımını da içermektedir. Alternatif bir üretim yöntemi olarak yeşil sentez; nanopartiküllerin bakteriler, funguslar, mayalar, algler ve bitkiler kullanılarak sentezlendiği çevre dostu, maliyet etkili, biyouyumlu, hızlı ve güvenli bir yaklaşımdır. Deniz bitkilerinin içerdikleri aktif bileşikler, biyojenik sentezde yüksek kullanım potansiyeline sahip olabileceklerini göstermektedir. Akdeniz ve Ege Denizi'ne endemik olan deniz çayırı türleri Posidonia oceanica ve Zostera marina yüksek oksijen üretiminden dolayı ekosistemin akciğerleri olarak tanımlanmaktadır. Bu deniz çayırlarının yaprakları yaşam döngüleri sırasında ve çeşitli olumsuz faaliyetler sonucunda saplarından ayrılarak deniz içinde mat olarak toplanabildiği gibi akıntılar nedeniyle deniz kıyılarına da taşınabilir. Bu projede öncelikle turistik sahil kıyılarında değerlendirilmeyi bekleyen deniz çayırı atıklarından toplanmıştır. Bu atık yapraklarda bulunan fenolik bileşikler ve karbonhidratların, metal nanopartiküllerin biyojenik sentezinde kullanılması hedeflenmiştir. Bu bileşiklerin ektraksiyonunda, geleneksel ekstraksiyon sistemlerinde kullanılan çözücülere göre çevreci ve biyobozunur olan, toksik olmayan kolin klorür:üre (1:2) derin ötektik çözücü sisteminin kullanıldığı ekstraksiyon sistemi tercih edilmiştir. Bu sayede değerlendirilmeyi bekleyen atık materyaller, çevreci ekstraksiyon yaklaşımı ile bir araya getirilerek farklı alanlarda kullanılmak üzere gümüş, titanyum ve çinko nanopartikülleri üretilmiştir. Hem ekstraksiyon hem de sentez aşamasında optimizasyon işlemleri yapılmıştır. DLS metodunda gümüş nanopartikülünde boyut 177.2, titanyum nanopartikülünde 99.3, çinko nanopartikülünde ise 358 nm olarak ölçülmüştür. Yapılan karakterizasyon ve aktivite çalışmalarıyla gümüş nanopartikülün antibakteriyel ve antibiyofilm aktivitesi, titanyum nanopartikülünün ise fotokatalitik aktivitesi en iyi tespit edilmiştir.
Ayçiçeğinin geleneksel ve kapiller harekete dayalı gerçek zamanlı yönetim teknolojisiyle sulanmasının verim, kalite ve su tasarrufuna etkilerinin belirlenmesi
(Ege Üniversitesi, 2024) Aşık, Şerafettin; Küçükyumuk, Cenk; Çetinel, Aşkım Hediye; Aras, Sinan; Özçelik, Şener; Yüzbaşı, Şuayip; Altunok Memiş, Ayşegül; Aldemir, Mehmet; Gökçe, Azime; Erdik, Erhan
Tarımsal üretimde verim artışı ancak sulamayla mümkündür. Ancak artan dünya nüfusu ve iklim değişikliği gibi faktörler su kaynakları üzerindeki baskıyı giderek artırmaktadırlar. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği, mevcut su kaynaklarının etkin kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu da gelişmiş inovatif teknolojilerin, gerek sulama yöntemlerinin ve gerekse sulamanın yönetiminde kullanımıyla mümkündür. Bu amaçla, son yıllarda Menemen Ovası'nda üretimi yaygınlaşan ayçiçeğinde farklı fenolojik dönemlerde yapılan sulamaların bitkinin morfolojik, fizyolojik, biyokimyasal ve moleküller özelikler ile verim ve kalite parametrelerine etkileri incelenmiştir. UTAEM (Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi)'de 2022-2023 yıllarında 2 yıl süren çalışmada; ayçiçeğinde sulama dönemleri olarak tabla oluşumu, çiçeklenme ve dane dolumu olmak üzere 3 farklı fenolojik dönem dikkate alınarak sulama uygulamaları oluşturulmuştur. Çalışma; tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuş, her tekerrürde toplam 9 konu yer almıştır. Bu konulardan 8 tanesi geleneksel sulama konularını oluştururken bir tanesi (S9) gerçek zamanlı kapiller su hareketini izlemeye dayalı yapay zekâ destekli sulama konusunu oluşturmuştur. Bu çalışma, geleneksel ve inovatif olmak üzere söz konusu bu iki farklı sulama uygulamasının bir arada kullanıldığı ve bu iki uygulama şeklinin ayçiçeğinin kuraklık stresine karşı bazı fizyolojik, biyokimyasal ve moleküler tepkileri üzerindeki etkilerinin ilk kez karşılaştırıldığı ilk çalışmadır. Çalışmadan elde edilen verilere göre, sulama suyu miktarı 112.1 mm (S8) ile 326.4 mm (S4) arasında değişmiş, S9 konusuna ise uygulanan sulama suyu miktarı 181,0 mm olarak gerçekleşmiştir. S4 kontrol konusuna, yapay zekâ destekli S9 konusuna verilen su miktarından yaklaşık %80 civarında daha fazla su verilmesine rağmen tam sulama konusu (S4) ile benzer verim sonuçları elde edilmiştir. En yüksek verim değerleri S4 (409,3 kg) ve yapay zekâ destekli S9 konularında (399,1 kg) belirlenmiştir. Ayrıca, iki dönemde sulanan konulardan elde edilen verimler (S6>S7>S5) tek dönem sulanan konulardan (S3>S2>S1) elde edilen verimlerden daha yüksek çıkmıştır. En yüksek WUE değeri yağışa dayalı S8 konusundan, en düşük değer ise tabla oluşumu ve çiçeklenme dönemlerinde sulanan S5 konusundan elde edilmiştir. En yüksek dekara yağ verimleri S4 (168,5 kg) ve S9 konularından (164,1 kg) elde edilmiştir. En yüksek ve en düşük bitki boyu ve tabla çapı değerleri sırasıyla yapay zekâ destekli S9 konusu konusundan ve yağışa dayalı S8 konusunda belirlenmiştir. Konuların ayçiçeği bitkisinin tabla oluşumu dönemindeki ham yağ oranı, hasat indeksi, kuru madde miktarı, çiçeklenme gün sayısı, fizyolojik olum gün sayısı, kabuk oranı, yaprak alan indeksi üzerine etkisilerinin istatistiksel olarak önemsiz olduğu görülmüştür. Sulama yapılan konular arasında en az yaprak su kaybı S9 konusunda belirlenmiştir. Tüm fenolojik dönemlerde lipid peroksidasyon oranı S9 konusunda sürekli sulanan konuya (S4) göre daha yüksek olurken, hidrojen peroksit (H2O2) miktarlarında bu durumun tersi sonuçlar elde edilmiştir. Kuraklık ve stres toleransında rol oynayan molekül dehidrin miktarı S9 konusunda S4 konusuna göre 7.5 kat artmıştır. Yapay zekâ teknolojisi ile sulamanın, su kanal proteinlerinin aktivitesi üzerinde olumsuz herhangi bir etkiye sahip olmadığını göstermiştir. Elde edilen sonuçlara göre; yapay zekâ destekli sulama sisteminin, bitkinin yeterli oranda su alımına aracılık ederek bitkilerin su alımı, fotosentez, besin emilimi ve genel büyüme süreçleri üzerinde doğrudan etkili olduğu söylenebilir. Tüm sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde, kontrol konusuna (S4) göre ciddi su tasarrufu sağlayan gerçek zamanlı kapiller su hareketini izlemeye dayalı yapay zekâ destekli sulama teknolojisinin kullanılmasının su kaynaklarımızın korunması ve sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu göstermektedir.
Ayakkabılarda nefes alabilirlik kontrolü için suni ayak modeli geliştirilmesi
(Ege Üniversitesi, 2024) Karavana, Hüseyin Ata; Yalçıni Fatih; Ertekin, Gözde
Bu çalışmada, ayakkabıların nefes alabilirlik testlerinde kullanmak için bir suni ayak sistemi geliştirilmiştir. Suni ayağın gerçek ayak benzeri sıcaklık ve terleme mekanizması, hassas salım gerçekleştiren infüzyon pompaları ve problu ısı rezistansı vasıtasıyla sağlanmıştır. Terleme ve sıcaklık sistemi suni ayak içerisine yerleştirilerek ayakkabı giyim denemelerinde ayak ve ayakkabı arası boşluk deneklerin giyimindeki iç ortama en benzer olacak şekilde tasarlanmıştır. Ayak ve ayakkabı arası boşlukta suni ayak üzerine yerleştirilen sensörler vasıtası ile ayakkabı içerisindeki ayak bölgelerinin nem ve sıcaklık değerleri gözlemlenmiştir. Bu amaçla ayağı rahatsız edecek sıcaklık ve nem değerlerinin ayakkabı bölgelerindeki artış süreleri hesaplanmıştır. Ayrıca test öncesi ve sonrası ayakkabı, çorap ve mostra ağırlıkları kontrol edilerek ağırlıkça değişimleri hesaplanmıştır. Sonuç olarak mamul ayakkabıların nefes alabilirliğinin ölçülmesinde kullanılmak üzere gerçek ayağı simule edebilen, ayakkabı iç ortamındaki nem ve sıcaklığı ölçebilen ve test sırasında ayakkabıya zarar vermeyen bir suni ayak düzeneği geliştirilmiştir.